Bu durum karşısında, hastahaneden bir hey’et raporu almak için hastaneye koştuk. Baş tabibe bir dilekçe verdik, kesin bir rapor istedik. Bu arada Mehmet Hatipoğlu da bir doktor getirmişti. Üstâdı muayene ettirdi. Doktor bize “Siz ne cesaretle bu zatı bu halde getirdiniz? Kırk dereceden fazla ateşi var. Bu durumda hiç bir yere gidemez. Yarın saat 9’da gelin, bu zata hey’et raporu verelim” dedi ve bize kat’î teminat verdi.

Takvim 22 Mart 1960.. Ramazan 24 1379 salı gününü gösteriyordu. O günü de kazasız belâsız geçirdik. Akşam oldu. Akşam namazından sonra, ben (Bayram) iki saat kadar yattım. Zübeyr ağabeyle Hüsnü ve Abdullah ağabeyler nöbet bekliyorlardı. Sonra Zübeyr ağabey yanıma geldi. Ben kalktım, o yattı. Üstâd’ımızın yanına gittim. Hüsnü de ayakta duramıyordu. O da biraz uyumaya gitti. Ben kaldım, nöbet tutuyordum.

OTELCİ MAHMUT ERBAş’DAN BİR RİVAYET

Mahmut Erbaş diyor: “Ben Üstâd’ı odasında ziyaret ettiğimde çok hasta idi. Sordum: “Niçin bu hasta halinizle buraya kadar geldiniz?”

Bana dedi ki: “Oğlum ben ıbrahim Aleyhisselâmı rü’yamda gördüm. Beni Urfa’ya çağırdı. Belki de burada ölmeye gelmişim.”

Canınız “ne gibi bir yemek istiyor, bizde herşey var... Size bir şey yapmak, yedirmek istiyorum” dedim.

Üstâd: “İyi bir mercimek çorbası olsa!..” dedi.

Ben hemen eve haber ettim. Güzel Urfa yağından iyi bir mercimek çorbası yaptırıp getirdim. Kaba koyup odasına götürdüm. Bir kaşık batırdım, alıp kendisine gösterdim. Bana dik baktı. Ben, şüphelendi zannettim. Çorbayı iyice karıştırarak bir iki kaşık ben yedim. Bunu görünce, Üstâd ağzını açtı. Ben de kendi elimle iki üç kaşık ağzına bıraktım. Biraz da boynundaki mendile dökülmüştü.

KOMİSER ABDÜLHAMiD BELLİ’NİN HATIRASI

O sıra Urfa’da başkomiser muavinliği yapan, Urfa’lı meşhur Aziz Hafız Efendi’nin oğlu, şimdi emekli başkomiser Abdülhamid Hafız (Belli) bize Dergâh Camii ımamı Sabri Yazar Hoca’nın hücresinde,15.10.1987 gününde Urfalı meşhur Halil Hafız’ın da hazır bulunduğu bir cemaatte ağlıyarak Üstâd hakkındaki hatırasını şöyle anlattı:

“...Bediüzzaman Hazretleri Urfa’ya geldiği gün, ben de ıpek Palas Oteli yanından geçiyordum. Arabadan çok yaşlı, cübbeli-sarıklı bir zatı çıkararak otelin üst katına çıkardılar. Ben Üstâd’ın ismini ve mücahedelerini babamdan

Yükleniyor...