eski Said’in gayet kıymettar bir talebesi olan şam’daki Molla Abdülmecid ve Urfa’daki Nurun talebelerinden Seyyid Salih ve onun yanındaki nurun fedakâr bir talebesiyle muhabere etsinler...”(178)
1951’de yazılan bir mektubu da şöyledir:
“Ben çok zaman evvel bekliyordum ki: Urfa tarafından nurlara karşı kuvvetli eller sahip çıksın. Çünki orası hem Türkistan’ın, Hem Arabistan’ın, hem Kürdistan’ın bir nevi merkezi hükmündedir. Nurlar orada yerleşse, o üç memlekette intişarına vesile olur. Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükürler ediyorum ki, o havalinin dindarları ve hamiyetkârları sahip çıkmaya başladılar. Ben de kendi paramla aldığım ve zehir hastalığının fazla rahatsızlığı içinde tashih ettiğim bana mahsus bir kısım mecmualarımı onlara gönderiyorum. Çok yerlerden ve çok mühim zatlar istedikleri halde, ben Urfa’yı her yere tercih ediyorum. Urfa medrese-i nuriyesine veriyorum. ınşaallah bir kısım daha onlara göndereceğim. Orada inşaallah Kur’âna ve imânâ tam hizmet edecek. Orayı Isparta’daki Medreset-üz Zehra ve Mısır’daki Cami-ül Ezher’in küçük bir nümunesi haline getirmeye vesile olmaya.. ve şam ve Bağdat’taki medrese-i İslâmiyenin bir nümunesini yapmaya yol açmalarını rahmet-i ilâhiyeden ümid ediyoruz.
Hem madem Risale-i Nur’un mesleği hıllettir; Ve Urfa ise, ıbrahim Halilullah’ın (A.S.) bir menzilidir. ınşaallah bu meslek-i hıllet-i ıbrahimiye orada parlıyacaktır.
(178) Osmanlıca Emirdağ-2, s: 622.
Hem ihtimal kavidir ki, bu dehşetli semli hastalıktan kurtulsam, gelecek kışta Urfa’ya gitmeyi cidden arzu ediyorum.
Said-i Nursi”(179)
Başka bir mektubundan:
“Bütün Urfa halkına, çoluk ve çocuğuna ve mezarda yatanlarına her sabah dua ediyorum ve bütün Urfa’lılara selâm ediyorum. Urfa taşıyla toprağıyla mübarektir. Ben çok hastayım, Onlar da bana dua etsinler...”
2- Hususi muhabere mektuplarından:
(Bu mektuplar 1951-1960 arası Üstâd’dan Urfa’ya gelen mektuplarındandır)
“... Ben Urfa’ya eskiden de varmışım. Urfa’lılarla çok alâkadarım. Hatta burada (Emirdağında) kalmamın bir sebebi de, burada Urfa’lıların(*) bulunmasıdır Urfa halkını çok sevdiğim için, Hüsnü’yü oraya gönderdim
1951’de yazılan bir mektubu da şöyledir:
“Ben çok zaman evvel bekliyordum ki: Urfa tarafından nurlara karşı kuvvetli eller sahip çıksın. Çünki orası hem Türkistan’ın, Hem Arabistan’ın, hem Kürdistan’ın bir nevi merkezi hükmündedir. Nurlar orada yerleşse, o üç memlekette intişarına vesile olur. Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükürler ediyorum ki, o havalinin dindarları ve hamiyetkârları sahip çıkmaya başladılar. Ben de kendi paramla aldığım ve zehir hastalığının fazla rahatsızlığı içinde tashih ettiğim bana mahsus bir kısım mecmualarımı onlara gönderiyorum. Çok yerlerden ve çok mühim zatlar istedikleri halde, ben Urfa’yı her yere tercih ediyorum. Urfa medrese-i nuriyesine veriyorum. ınşaallah bir kısım daha onlara göndereceğim. Orada inşaallah Kur’âna ve imânâ tam hizmet edecek. Orayı Isparta’daki Medreset-üz Zehra ve Mısır’daki Cami-ül Ezher’in küçük bir nümunesi haline getirmeye vesile olmaya.. ve şam ve Bağdat’taki medrese-i İslâmiyenin bir nümunesini yapmaya yol açmalarını rahmet-i ilâhiyeden ümid ediyoruz.
Hem madem Risale-i Nur’un mesleği hıllettir; Ve Urfa ise, ıbrahim Halilullah’ın (A.S.) bir menzilidir. ınşaallah bu meslek-i hıllet-i ıbrahimiye orada parlıyacaktır.
(178) Osmanlıca Emirdağ-2, s: 622.
Hem ihtimal kavidir ki, bu dehşetli semli hastalıktan kurtulsam, gelecek kışta Urfa’ya gitmeyi cidden arzu ediyorum.
Said-i Nursi”(179)
Başka bir mektubundan:
“Bütün Urfa halkına, çoluk ve çocuğuna ve mezarda yatanlarına her sabah dua ediyorum ve bütün Urfa’lılara selâm ediyorum. Urfa taşıyla toprağıyla mübarektir. Ben çok hastayım, Onlar da bana dua etsinler...”
2- Hususi muhabere mektuplarından:
(Bu mektuplar 1951-1960 arası Üstâd’dan Urfa’ya gelen mektuplarındandır)
“... Ben Urfa’ya eskiden de varmışım. Urfa’lılarla çok alâkadarım. Hatta burada (Emirdağında) kalmamın bir sebebi de, burada Urfa’lıların(*) bulunmasıdır Urfa halkını çok sevdiğim için, Hüsnü’yü oraya gönderdim
Yükleniyor...