ve onların hatırı için Hüsnü’ye bu kadar zahmetler çektirdim. Urfa’yı kendi öz vatanım Nurs gibi sevdiğim ve ahalisine akrabam gibi dua ettiğim için, oraya talebelerimi gönderdim. Yoksa vilayat-ı şarkiye umumen Nur talebesidir. O mübarek Urfa halkına çok selâm ve dualar edip dualarını beklerim...”

Başka bir mektubundan:

“Rabian: Üstâd’ımız diyor ki: “Ben Urfa ve havalisine meskat-ı re’sim olan Nursdan ziyade ehemmiyet veriyorum. Bazı esbab-ı mühimme olmasaydı, ahir hayatımı orada geçirecektim. ınşaallah hayatta kalsam belki ona da muvaffak olurum.

Ben nasıl Nurs köyünü, sağ ve ölü umumen duama alıyorum.. Urfa’yı da sağ ve ölü umumen duamdadır Hatta nerede bir Urfa’lı bana rastgelse, bir akrabam nazarıyla bakıyorum. Hususan orada Medrese-i nuriyeyi himaye eden alimlere çok minnettarım. Ben de o zatlara itimaden iki hâs talebemi orada bırakıyorum...”

Bir başka mektuptan:

“Hamisen: Üstâd’ımız diyor ki: “Madem Urfa halkı benim manevî evlâdlarım ve talebelerime himayet ve şefkatle samimi alâkadardırlar. Urfa halkının hatırı için bir mani’ olmazsa, Urfa’ya veya yakınına gelmek arzum var, ıstiyorum. Fakat ne vakit kısmet olsa... Hem Abdullah. Hüsnü gibi evlâdlarım aynı Ceylan ve Zübeyr gibi olduklarından, onları yanıma alacaktım. Madem Urfa halkı bu derece samimi ve hamiyetkârdırlar. O kadar sevdiğim evlâdlarımı Urfa halkına veriyorum. Urfa halkına minnettarlığımı ve teşekkürlerimi beyan etsinler. Hükûmet ne yapsa, Urfa halkının hatırı için helâl ediyorum.” dedi ve sizin Urfa’da kalmanızdan ruhu rahat etti.. Hem lüzum var...”(180)

(179) Emirdağ-2, s: 156.

( * ) Emirdağında “Urfalı” lakabını taşıyan bir aile mevcuttur. Bunlardan tanıdığımız “Ahmet Urfalı” Üstâd’ın talebesidir.A.B.

(180) Bu mektupların tamamı ve daha diğer bazı hususi muhabere mektupları, hususi dosyamızda mevcutturlar. A.B. .

3- Urfa hakkında rivayet yoluyla gelen Hazret-i Üstâd’ın şifahi ifadeleri:

Birincisi: Bizzat Mustafa Sungur ağabeyden dinledim, dedi ki: “Bir gün Üstâd’ımız buyurmuşlardı ki: “Urfa Türkiye’nin Medine-i Münevvere’sidir. Her yerden üstündür. Ancak Isparta vilayeti Risale-i Nur hizmetine büyük merkeziyet teşkil ettiği için o noktada tekaddümü vardır.”

İkincisi: bizzat Abdullah Yeğin ağabeyden dinledim.. Dedi ki:

“Askerlik için ayrılıp Üstâd’ımızın ziyaretine gittiğimde buyurmuşlardı ki: “Eğer Urfa’nın hizmet-i imaniyesi olmamış olsaydı, Türk ve Arabın ittihadı olmazdı.”

Yükleniyor...