Av.Bekir Berk, Urfada 28.8.1990 Salı günü akşamı
kalabalık cemaat içinde bize anlattı:
“1960 yılı içinde,hz. Üstâd Ankaraya gelmiş,Beyrut palas otelinde kalıyordu.Gittik Üstâdı ziyaretettik.Ben ve Samsunlu Ali Rıza Sağlamer beraberdik. O günü uçakla Samsuna mahkeme için gidecektik.Üstâd hz.leri hususî bize ders yaptı. Uçak kalkış saati daralıyordu.Uçağı kaçırırız diye vaziyetimizle
(121) Son şahitler-2, s: 56.
(122) Son şahitler-3, s: 142.
(123) Aydınlar Konuşuyor, s: 119.
(124) Son şahitler-2, s: 221.
acele ediyorduk. Hz. Üstâd ise derse devamla, Sultan Abdulhamidden bahsetmeye başladı.Kendisi, onun maaşını kabul etmediğini, ona boyun eğmediğini.. Ve fakat Sultan Abdulhamidin Veli oduğunu ve saire anlattı...
Ben kalbimde, hz. Üstâd, neden bana dönerek Sultan Abdulhamidden bahsediyor diye düşündüm.
Sonra Samsuna vardık.Bizi karşıladılar, yemeğe götürdüler.Bu cemaat içinde bir zat söze başladı, dediki; Üstâd Bediüzzaman çok iyidir,Lâkin o velî gibi padişaha karşı çıktı,i’tiraz etti..ıyi etmedi vesaire...Deyince ben birden, hz. Üstâdın bize verdiği dersin mânâ ve hikmetini anladım..Ve mukabele ederek o zata lazım gelen cevapları verdim.”
Konyalı Opr. Dr. Abdurrahman Cantekinler mühim olan
hatırasını şöyle anlatmış:
“Üstâdı 1949 sonlarında Emirdağda ziyaretimde bana:
“Evladım,sen bir Abdurrahmansın.Abdurrahmanlar cesur olur. Ben sana vazife veriyorum, Ankaraya gittiğinde Adliye Vekili Rükneddin Nasuhîoğlu ile görüşeceksin, selamımı söyliyeceksin.Ancak bu selamım, sadece onun Adliye Vekili olduğu için değil, Nasuhî şeyhi Rükneddin Efendinin torunu olduğu cihetle size selam gönderdi diyeceksin” dedi.
1949-1950 Ankara Tıp Fakültesini kazandım Ankaraya gittim.Muhsin Alev,Ahmet Atak ile birlikte Adliye Vekili ile görüşmeye gittik.Randeodan sonra bizi kabuletti.Kendimizi tanıttıktan sonra, “ziyaretimizin maksadının Üstâd Bediüzzaman’ın selamını tebliğdir”dedik.
Bunun üzerine Vekil Bey, hiddetli ve tehavvürlü bir tarzda:”Siz de neci oluyorsunuz?.. O adamın peşinden neye gidiyorsunuz.şimdi ismlerinizi alıp tahkikat açtıracağım vesr.”Konuştu.Vaziyete baktım, Ziya ile Muhsin biraz çekingenlik gösterip, sustular.Ben ise,Bakan Beye gür bir sesle: ”Ya sen necisin,kendini ne zannediyorsun? Said-i Nursi Hz.leri’nin sana ihtiyacı yoktur,size muhtaç da değil. Sizin dedenizden dolayı ve o cihetle size selam gönderdi.Ben size Risale-i Nurları okumanızı tavsiye ediyorum vesr.” Dedim.
kalabalık cemaat içinde bize anlattı:
“1960 yılı içinde,hz. Üstâd Ankaraya gelmiş,Beyrut palas otelinde kalıyordu.Gittik Üstâdı ziyaretettik.Ben ve Samsunlu Ali Rıza Sağlamer beraberdik. O günü uçakla Samsuna mahkeme için gidecektik.Üstâd hz.leri hususî bize ders yaptı. Uçak kalkış saati daralıyordu.Uçağı kaçırırız diye vaziyetimizle
(121) Son şahitler-2, s: 56.
(122) Son şahitler-3, s: 142.
(123) Aydınlar Konuşuyor, s: 119.
(124) Son şahitler-2, s: 221.
acele ediyorduk. Hz. Üstâd ise derse devamla, Sultan Abdulhamidden bahsetmeye başladı.Kendisi, onun maaşını kabul etmediğini, ona boyun eğmediğini.. Ve fakat Sultan Abdulhamidin Veli oduğunu ve saire anlattı...
Ben kalbimde, hz. Üstâd, neden bana dönerek Sultan Abdulhamidden bahsediyor diye düşündüm.
Sonra Samsuna vardık.Bizi karşıladılar, yemeğe götürdüler.Bu cemaat içinde bir zat söze başladı, dediki; Üstâd Bediüzzaman çok iyidir,Lâkin o velî gibi padişaha karşı çıktı,i’tiraz etti..ıyi etmedi vesaire...Deyince ben birden, hz. Üstâdın bize verdiği dersin mânâ ve hikmetini anladım..Ve mukabele ederek o zata lazım gelen cevapları verdim.”
Konyalı Opr. Dr. Abdurrahman Cantekinler mühim olan
hatırasını şöyle anlatmış:
“Üstâdı 1949 sonlarında Emirdağda ziyaretimde bana:
“Evladım,sen bir Abdurrahmansın.Abdurrahmanlar cesur olur. Ben sana vazife veriyorum, Ankaraya gittiğinde Adliye Vekili Rükneddin Nasuhîoğlu ile görüşeceksin, selamımı söyliyeceksin.Ancak bu selamım, sadece onun Adliye Vekili olduğu için değil, Nasuhî şeyhi Rükneddin Efendinin torunu olduğu cihetle size selam gönderdi diyeceksin” dedi.
1949-1950 Ankara Tıp Fakültesini kazandım Ankaraya gittim.Muhsin Alev,Ahmet Atak ile birlikte Adliye Vekili ile görüşmeye gittik.Randeodan sonra bizi kabuletti.Kendimizi tanıttıktan sonra, “ziyaretimizin maksadının Üstâd Bediüzzaman’ın selamını tebliğdir”dedik.
Bunun üzerine Vekil Bey, hiddetli ve tehavvürlü bir tarzda:”Siz de neci oluyorsunuz?.. O adamın peşinden neye gidiyorsunuz.şimdi ismlerinizi alıp tahkikat açtıracağım vesr.”Konuştu.Vaziyete baktım, Ziya ile Muhsin biraz çekingenlik gösterip, sustular.Ben ise,Bakan Beye gür bir sesle: ”Ya sen necisin,kendini ne zannediyorsun? Said-i Nursi Hz.leri’nin sana ihtiyacı yoktur,size muhtaç da değil. Sizin dedenizden dolayı ve o cihetle size selam gönderdi.Ben size Risale-i Nurları okumanızı tavsiye ediyorum vesr.” Dedim.
Yükleniyor...