Benim şahsımı beğenenleri de beğenmiyorum. Çünki beni ya tasannu’a, ya riyaya sevketmek için kuvvetimden fazla manevî bir yük yüklüyorlaır.
Altıncısı: Müteaddit defa zehirlendiğim için -hususan bu son zehir pek ziyade sinirlerime, âsabıma te’sir etmiş- az bir şey ile müteessir oluyorum. Gayet ihlâs ve samimiyet ve uhrevî bir niyetle, yahut zaruri bir hizmet için olmazsa, ruhum istiskal ediyor. Onun için benimle görüşmek istiyen kardeşlerim sıkılmasınlar. şimdilik görüşmediğime bedel, Risale-i Nurla görüşsünler. Benim has talebelerim ki -onlara birer genç Said namını vermişim- Benim bedelime onlar görüşsünler
SAİD-İ NURSİ”(98)
İKİNCİ YAZI: Zann-ı galibe ve herhalde Isparta’da 1955 veya 956 yıllarında yazılmış Üstâd’ın bir mektubu da şöyledir:
“Üstâd’ın ziyaretçilere dair bir mektubu(99)
Umum dostlarıma, hususan ziyaretçilere dair bir özrümü beyan etmeye mecbur oldum:
Ekser hayatım inzivada geçtiği gibi, otuz kırk senedir tarassud ve taarruza maruz kaldığımdan, zaruretsiz sohbet etmekten çekinip tevahhuş ediyorum. Hem eskiden beri maddî ve manevî hediyeler bana ağır geliyordu. Hem şimdi ziyaretçiler, dostlar çoğalmış, hem manevî mukabele lâzım gelmiş. şimdi maddî bir lokma hediye beni hasta ettiği gibi, manevî bir hediye olan ziyaret etmek, görüşmek; hususan başka yerlerden musafaha etmek için zahmet edip gelmek ziyareti dahi ehemmiyetli bir hediye-i maneviyedir, Ona mukabele edemiyorum. Hem de ucuz değil, manen pahalıdır. Ben kendimi o hürmete lâyık görmüyorum, manen mukabele de edemiyorum. Onun için şimdilik aynen maddî hediye gibi, bir ihsan-ı ilâhî olarak bana manevî hediye gibi olan sohbetten, zaruret olmadan men’ edildim. Bazı beni hasta eder. Maddî hediyenin tam mukabilini vermediğim vakit, beni hasta ettiği gibi... onun için hatırınız kırılmasın, gücenmeyiniz.
Risale-i Nuru okumak, on defa benimle görüşmekten daha kârlıdır. Zaten benimle görüşmek; ahiret, iman, Kur’ân hesabınadır. Dünya ile alâkamı kestiğim için, dünya hesabına görüşmek mânâsızdır. Ahiret, iman, Kur’ân için ise, Risale-i Nur daha bana ihtiyaç bırakmıyacak... Hususan tarihçe-i hayattaki mektuplar...
(98) Emirdağ-2 Müntehap dosya sıra no: 69
(99) Mezkür yazıyı,1955 ekiminde Üstâd’ın ziyaretine gittiğim zaman, Isparta’da kapısının iç arkasında asılı görmüştüm. A.
Altıncısı: Müteaddit defa zehirlendiğim için -hususan bu son zehir pek ziyade sinirlerime, âsabıma te’sir etmiş- az bir şey ile müteessir oluyorum. Gayet ihlâs ve samimiyet ve uhrevî bir niyetle, yahut zaruri bir hizmet için olmazsa, ruhum istiskal ediyor. Onun için benimle görüşmek istiyen kardeşlerim sıkılmasınlar. şimdilik görüşmediğime bedel, Risale-i Nurla görüşsünler. Benim has talebelerim ki -onlara birer genç Said namını vermişim- Benim bedelime onlar görüşsünler
SAİD-İ NURSİ”(98)
İKİNCİ YAZI: Zann-ı galibe ve herhalde Isparta’da 1955 veya 956 yıllarında yazılmış Üstâd’ın bir mektubu da şöyledir:
“Üstâd’ın ziyaretçilere dair bir mektubu(99)
Umum dostlarıma, hususan ziyaretçilere dair bir özrümü beyan etmeye mecbur oldum:
Ekser hayatım inzivada geçtiği gibi, otuz kırk senedir tarassud ve taarruza maruz kaldığımdan, zaruretsiz sohbet etmekten çekinip tevahhuş ediyorum. Hem eskiden beri maddî ve manevî hediyeler bana ağır geliyordu. Hem şimdi ziyaretçiler, dostlar çoğalmış, hem manevî mukabele lâzım gelmiş. şimdi maddî bir lokma hediye beni hasta ettiği gibi, manevî bir hediye olan ziyaret etmek, görüşmek; hususan başka yerlerden musafaha etmek için zahmet edip gelmek ziyareti dahi ehemmiyetli bir hediye-i maneviyedir, Ona mukabele edemiyorum. Hem de ucuz değil, manen pahalıdır. Ben kendimi o hürmete lâyık görmüyorum, manen mukabele de edemiyorum. Onun için şimdilik aynen maddî hediye gibi, bir ihsan-ı ilâhî olarak bana manevî hediye gibi olan sohbetten, zaruret olmadan men’ edildim. Bazı beni hasta eder. Maddî hediyenin tam mukabilini vermediğim vakit, beni hasta ettiği gibi... onun için hatırınız kırılmasın, gücenmeyiniz.
Risale-i Nuru okumak, on defa benimle görüşmekten daha kârlıdır. Zaten benimle görüşmek; ahiret, iman, Kur’ân hesabınadır. Dünya ile alâkamı kestiğim için, dünya hesabına görüşmek mânâsızdır. Ahiret, iman, Kur’ân için ise, Risale-i Nur daha bana ihtiyaç bırakmıyacak... Hususan tarihçe-i hayattaki mektuplar...
(98) Emirdağ-2 Müntehap dosya sıra no: 69
(99) Mezkür yazıyı,1955 ekiminde Üstâd’ın ziyaretine gittiğim zaman, Isparta’da kapısının iç arkasında asılı görmüştüm. A.
Yükleniyor...