Aziz Sıddık, fedakâr halis muhlis kardeşlerim.. Ve hizmet-i Kur’âniyede hakikî, ciddî, metanetli arkadaşlarım!
Size gayet ehemmiyetli bir halimi ve dehşetli bir zahmet, fakat inayet-i ilâhiye ile büyük bir rahmeti tazammun eden zahiri bir hastalığım, manevi bir istirahat ve bir tamam-ı vazifeye bir alâmet olarak bir hastalığımı beyan ediyorum. şekva değil, teşekkür ediyorum. Fakat sizden tahammülüm için dua istiyorum. O halet de şudur:
Ben kelimatı konuşurken, birden manevî bir men’ gibi şiddetli bir hararet başlıyor. Hatta eskide günde bir iki defa su içerken, şimdi yemeği pek az yediğim halde, yirmi otuz defa su içmeye mecbur oluyorum. Hatta iki gün evvel pek şiddetlendi. Ben bir tesemmüm zannettim. Hatta bir vehme binaen, yanımdaki kardeşlerime ifşa ettim. Bu gayet şiddetli hastalığıma karşı sabır ve tahammül niyaz ettim. Rahmet-i ilâhiyeden rica ettim. Birden kalbime geldi ki, ekser hayatımdaki zahmetlerde bir inayet ve rahmet cilvesi bulunduğu gibi, inşaallah bunda da o cilve-i rahmet var ki; cinnî ve insî şeytanların ve dinsizlerin seni zehirlendirmek ve susturmaya çalışmaları; vazifenin tamam olmasına ve istirahatına rahmet-i ilâhiyyeye bir vesile oldu ki, geçen sene İşarât-ül İ’caz tefsir-i Arabî’yi bir sene müddetle ders vermeye başlamıştım. Cinnî ve insî şeytanlar beni susturmaya desaisleriyle çalıştıkları halde, rahmet-i ilâhiye hem İşarat-ül İ’caz’ın, hem Mesnev-i Arabinin Türkçesini ihsan ettiğinden; ve Risale-i Nur da -ekseriyet itibarıyla- kendi kendine ders verip muallimlere ihtiyaç bırakmadığından bu tedris vazifemde bana istirahat ve tebrik nev’inden bir ihsan-ı ilâhî olarak bu acib hastalık benim istirahatıma medar oldu.
Hem benim ruhuma geldi ki: Senin binler belki yüzbinler Saidcikler, senin bedeline ders verecek ve konuşacaklar var. ıhsan-ı ilâhî ile Risale-i Nur başka ilimler gibi meşakkatli derslere muhtaç değil.
Gavs-ı Geylanî’nin (K.S) kerametkarâne cilvesi en dehşetli zaman gibi, bunda da aynı hakikat olduğu görüldü. Hem azamî ihlasın zedelenmemek
(86) Emirdağ-2 asılları yeşil defter, s: 30.
için, şimdi düşmanlar da dostlara inkılâb ettiği bir zamanda sohbet etmek, konuşmak; Bu dünyada da uhrevî hizmetlerin bir güzel ve fanî meyvelerine vesile olabilir. O vakit a’zamî ihlâs ki hiç bir şeye alet olmıyacak, hem vazife-i ilâhiyyeye karışmamak için, kader-i ilâhî hakkımdaki bu şiddetli halete -aleyhimde değil, lehimde olarak- fetva verdi, müsaade etti. Ben yanımdaki vasiyetnamemdeki evlâd kabul ettiğim küçük evlâdları tevkil ediyorum. Onlarla konuşanı, benimle konuşmuş gibi kabul ediyorum.
Elbaki Hüvelbaki
Said-i Nursi
Size gayet ehemmiyetli bir halimi ve dehşetli bir zahmet, fakat inayet-i ilâhiye ile büyük bir rahmeti tazammun eden zahiri bir hastalığım, manevi bir istirahat ve bir tamam-ı vazifeye bir alâmet olarak bir hastalığımı beyan ediyorum. şekva değil, teşekkür ediyorum. Fakat sizden tahammülüm için dua istiyorum. O halet de şudur:
Ben kelimatı konuşurken, birden manevî bir men’ gibi şiddetli bir hararet başlıyor. Hatta eskide günde bir iki defa su içerken, şimdi yemeği pek az yediğim halde, yirmi otuz defa su içmeye mecbur oluyorum. Hatta iki gün evvel pek şiddetlendi. Ben bir tesemmüm zannettim. Hatta bir vehme binaen, yanımdaki kardeşlerime ifşa ettim. Bu gayet şiddetli hastalığıma karşı sabır ve tahammül niyaz ettim. Rahmet-i ilâhiyeden rica ettim. Birden kalbime geldi ki, ekser hayatımdaki zahmetlerde bir inayet ve rahmet cilvesi bulunduğu gibi, inşaallah bunda da o cilve-i rahmet var ki; cinnî ve insî şeytanların ve dinsizlerin seni zehirlendirmek ve susturmaya çalışmaları; vazifenin tamam olmasına ve istirahatına rahmet-i ilâhiyyeye bir vesile oldu ki, geçen sene İşarât-ül İ’caz tefsir-i Arabî’yi bir sene müddetle ders vermeye başlamıştım. Cinnî ve insî şeytanlar beni susturmaya desaisleriyle çalıştıkları halde, rahmet-i ilâhiye hem İşarat-ül İ’caz’ın, hem Mesnev-i Arabinin Türkçesini ihsan ettiğinden; ve Risale-i Nur da -ekseriyet itibarıyla- kendi kendine ders verip muallimlere ihtiyaç bırakmadığından bu tedris vazifemde bana istirahat ve tebrik nev’inden bir ihsan-ı ilâhî olarak bu acib hastalık benim istirahatıma medar oldu.
Hem benim ruhuma geldi ki: Senin binler belki yüzbinler Saidcikler, senin bedeline ders verecek ve konuşacaklar var. ıhsan-ı ilâhî ile Risale-i Nur başka ilimler gibi meşakkatli derslere muhtaç değil.
Gavs-ı Geylanî’nin (K.S) kerametkarâne cilvesi en dehşetli zaman gibi, bunda da aynı hakikat olduğu görüldü. Hem azamî ihlasın zedelenmemek
(86) Emirdağ-2 asılları yeşil defter, s: 30.
için, şimdi düşmanlar da dostlara inkılâb ettiği bir zamanda sohbet etmek, konuşmak; Bu dünyada da uhrevî hizmetlerin bir güzel ve fanî meyvelerine vesile olabilir. O vakit a’zamî ihlâs ki hiç bir şeye alet olmıyacak, hem vazife-i ilâhiyyeye karışmamak için, kader-i ilâhî hakkımdaki bu şiddetli halete -aleyhimde değil, lehimde olarak- fetva verdi, müsaade etti. Ben yanımdaki vasiyetnamemdeki evlâd kabul ettiğim küçük evlâdları tevkil ediyorum. Onlarla konuşanı, benimle konuşmuş gibi kabul ediyorum.
Elbaki Hüvelbaki
Said-i Nursi
Yükleniyor...