D- ASA-YI MUSA VE HUTBE-İ şAMİYE’NİN ARAPÇAYA TERCÜMELERİ
Asa-yı Musa’nın Arapçaya tercüme edilmesini isteyen ve söyliyen ilk insan, Salih Özcan’dır ki;Arabistan seyahatinden dönüşünde bu işin ehemmiyetini Üstâd Hazretlerine arzetmiştir. Molla Abdülmecid tarafından ilk tercüme edilen Nur Risalesinden de bu kitapdır. Salih Özcan Arabistan’daki seyahati sırasında Asa-yı Musa’ya çok ihtiyaç olduğunu ilk önce Üstâd’a mektupla bildirmiş, bilahare de
(64) İki işten murad, mektubun üst tarafında mu’cizeli Kur’ân’ın tab’ına da teşebbüs edildiği için birisi o, birisi de Mesnevi-Arabidir. A.B.
(65) Emirdağ-2 aslı yeşil defter, s: 68.
şifahen gitmiş anlatmıştır. Bunun üzerine Hazret-i Üstâd da harekete geçmiş ve bu hususta gelecek mektubu yazmış, talebelerine göndermiştir. Bu mektup 9.11.950 tarihinde neşredilmiştir:
“
Aziz Sıddık Kardeşlerim!
Medreset-üz Zehra erkânlarına ehemmiyetli bir meseleyi havale ediyorum: Seyyid Salih Arabistan’da Asa-yı Musa’nın çok lüzumu ve çok faydası olduğunu oralara seyahatimde anladım, herhalde Arapçaya tercüme lâzım geliyor dedi.
Benim halim ve hastalığım müsaade etmediği için, benim bedelime Medreset-üz Zehra erkânı, dört yere güzelce Arapçaya tercüme için muhabere etsinler. Bir mektubu Cami-ül Ezher’e Emirdağlı Kılınç Ali vasıtasıyla orada bir kaç edip zatlar tercüme(66) etsinler. Bir mektup da Ankara Diyanet dairesinden, Risale-i Nuru ciddi takdir eden ve alâkadar olan bir iki âlim Arapçaya tercüme etsinler. Biri Kayseri kazalarından İrgüp Müftüsü kardeşim Abdülmecid’e yazsınlar ki; Yirmi senedir bütün kuvvetiyle nura hizmet etmek ona lâzım iken: etmediği için, onun bedeline bütün kuvvetiyle Arapçaya tercüme etsin. Bir de Isparta havalisinde Nur dairesindeki âlimler dahi Asa-yı Musa’yı taksim suretinde her biri bir kısmını tercüme etsinler.
SAİD-İ NURSİ”(67)
Asa-yı Musa’nın Arapçaya tercüme edilmesini isteyen ve söyliyen ilk insan, Salih Özcan’dır ki;Arabistan seyahatinden dönüşünde bu işin ehemmiyetini Üstâd Hazretlerine arzetmiştir. Molla Abdülmecid tarafından ilk tercüme edilen Nur Risalesinden de bu kitapdır. Salih Özcan Arabistan’daki seyahati sırasında Asa-yı Musa’ya çok ihtiyaç olduğunu ilk önce Üstâd’a mektupla bildirmiş, bilahare de
(64) İki işten murad, mektubun üst tarafında mu’cizeli Kur’ân’ın tab’ına da teşebbüs edildiği için birisi o, birisi de Mesnevi-Arabidir. A.B.
(65) Emirdağ-2 aslı yeşil defter, s: 68.
şifahen gitmiş anlatmıştır. Bunun üzerine Hazret-i Üstâd da harekete geçmiş ve bu hususta gelecek mektubu yazmış, talebelerine göndermiştir. Bu mektup 9.11.950 tarihinde neşredilmiştir:
“
Aziz Sıddık Kardeşlerim!
Medreset-üz Zehra erkânlarına ehemmiyetli bir meseleyi havale ediyorum: Seyyid Salih Arabistan’da Asa-yı Musa’nın çok lüzumu ve çok faydası olduğunu oralara seyahatimde anladım, herhalde Arapçaya tercüme lâzım geliyor dedi.
Benim halim ve hastalığım müsaade etmediği için, benim bedelime Medreset-üz Zehra erkânı, dört yere güzelce Arapçaya tercüme için muhabere etsinler. Bir mektubu Cami-ül Ezher’e Emirdağlı Kılınç Ali vasıtasıyla orada bir kaç edip zatlar tercüme(66) etsinler. Bir mektup da Ankara Diyanet dairesinden, Risale-i Nuru ciddi takdir eden ve alâkadar olan bir iki âlim Arapçaya tercüme etsinler. Biri Kayseri kazalarından İrgüp Müftüsü kardeşim Abdülmecid’e yazsınlar ki; Yirmi senedir bütün kuvvetiyle nura hizmet etmek ona lâzım iken: etmediği için, onun bedeline bütün kuvvetiyle Arapçaya tercüme etsin. Bir de Isparta havalisinde Nur dairesindeki âlimler dahi Asa-yı Musa’yı taksim suretinde her biri bir kısmını tercüme etsinler.
SAİD-İ NURSİ”(67)
Yükleniyor...