Bey çok memnun oldu. Ve kendisinin de dindar bir Müslüman olduğunu söyliyerek cebinden bir Kur’ân-ı Kerim çıkarıp gösterdi.(38)”
ANKARA’DAN KONYA’YA
Hazret-i Üstâd, Ankara’da böylece bu son seyahatinde bir çok talebeleriyle görüştükten ve son ders olan veda’ hutbesini ders verdikten sonra; 6 Ocak 1960 günü saat 10.30 sıralarında Ankara’dan ayrıldı. şoförüne Konya’ya gideceklerini söyledi. Öğleden sonra, 14.30’da Konya’ya giren Hazret-i Üstâd burada pek acip evhamlı bir durumla karşılaştı. Yüzlerce polis etrafını sardılar. Nereye gittiyse, takib ettiler. DP Hükûmetinin bu acib evhamlı ve CHP’nin oyunu ve evham vermelerine gelmiş bu hayret verici davranışından Üstâd çok müteessir olmuştu. Fakat herşeye rağmen yine de gitti, kardeşinin evinde biraz kaldı ve ziyaret etti. Az istirahattan sonra, yine Mevlâna türbesine gitti. Fatiha ve duadan sonra, tekrar küçük kardeşi Abdülmecid’in evine döndü. Polis arabaları da adım adım takip ediyordu. Bütün bunlar da maalesef Demokrat iktidarının ıçişleri Bakanı Namık Gedik’in korku ve evham içindeki titrek emirleriyle oluyordu.
Hazret-i Üstâd’ın bu seferki Konya’da kalışı ve ziyaretleri dahil hep iki saat içinde tamamlanmıştı.
Üstâd, Konya’da karşılaşmış olduğu o acib evhamlı durumu görünce; -sağlam bir kaynaktan duyduğumuz kadarıyla- “Bunlar beni siyasetin içine çekmek istiyorlar.. Veya beni siyasete karıştırdılar. Bu durumda ben gitmeliyim.” diyerek, aynı gün saat 16.30 da Konya’dan ayrılarak Emirdağ’a döndü.
(38) Son şahitler-1, s:155.
Yine Hazret-i Üstâd’ın Konya’ya yaptığı bu seyahatinde; sözü sağlam bir zattan duyduğum kadarıyla Hazret-i Üstâd: “Artık Menderes de benim gözümde teneke kıymetine indi.” veya bu mânânın mealiyle konuşmuştu. (Bu zat, Said Özdemir’dir.)
TIMES MUHABİRİ HİKAYESİ VE BİR HATIRA
İngiliz Times gazetesi Ankara muhabiri, bu seyahatte Üstâd’la görüştüğünü yazan 5 Ocak 960 tarihli bazı gazetelerdir. Yazdıkları ,bir noktadan doğru idi. Ancak abarttıkları gibi değildi. Hazret-i Üstâd henüz Ankara’dan Konya’ya gelmeden bu görüşme olmuştu. Daha sonra bu muhabir, Üstâd’la beraber seyahat etmek ve Üstâd’ın arabasına binerek Konya’ya kadar beraber gitmek istemişse de, Üstâd müsaade etmemişti.
ANKARA’DAN KONYA’YA
Hazret-i Üstâd, Ankara’da böylece bu son seyahatinde bir çok talebeleriyle görüştükten ve son ders olan veda’ hutbesini ders verdikten sonra; 6 Ocak 1960 günü saat 10.30 sıralarında Ankara’dan ayrıldı. şoförüne Konya’ya gideceklerini söyledi. Öğleden sonra, 14.30’da Konya’ya giren Hazret-i Üstâd burada pek acip evhamlı bir durumla karşılaştı. Yüzlerce polis etrafını sardılar. Nereye gittiyse, takib ettiler. DP Hükûmetinin bu acib evhamlı ve CHP’nin oyunu ve evham vermelerine gelmiş bu hayret verici davranışından Üstâd çok müteessir olmuştu. Fakat herşeye rağmen yine de gitti, kardeşinin evinde biraz kaldı ve ziyaret etti. Az istirahattan sonra, yine Mevlâna türbesine gitti. Fatiha ve duadan sonra, tekrar küçük kardeşi Abdülmecid’in evine döndü. Polis arabaları da adım adım takip ediyordu. Bütün bunlar da maalesef Demokrat iktidarının ıçişleri Bakanı Namık Gedik’in korku ve evham içindeki titrek emirleriyle oluyordu.
Hazret-i Üstâd’ın bu seferki Konya’da kalışı ve ziyaretleri dahil hep iki saat içinde tamamlanmıştı.
Üstâd, Konya’da karşılaşmış olduğu o acib evhamlı durumu görünce; -sağlam bir kaynaktan duyduğumuz kadarıyla- “Bunlar beni siyasetin içine çekmek istiyorlar.. Veya beni siyasete karıştırdılar. Bu durumda ben gitmeliyim.” diyerek, aynı gün saat 16.30 da Konya’dan ayrılarak Emirdağ’a döndü.
(38) Son şahitler-1, s:155.
Yine Hazret-i Üstâd’ın Konya’ya yaptığı bu seyahatinde; sözü sağlam bir zattan duyduğum kadarıyla Hazret-i Üstâd: “Artık Menderes de benim gözümde teneke kıymetine indi.” veya bu mânânın mealiyle konuşmuştu. (Bu zat, Said Özdemir’dir.)
TIMES MUHABİRİ HİKAYESİ VE BİR HATIRA
İngiliz Times gazetesi Ankara muhabiri, bu seyahatte Üstâd’la görüştüğünü yazan 5 Ocak 960 tarihli bazı gazetelerdir. Yazdıkları ,bir noktadan doğru idi. Ancak abarttıkları gibi değildi. Hazret-i Üstâd henüz Ankara’dan Konya’ya gelmeden bu görüşme olmuştu. Daha sonra bu muhabir, Üstâd’la beraber seyahat etmek ve Üstâd’ın arabasına binerek Konya’ya kadar beraber gitmek istemişse de, Üstâd müsaade etmemişti.
Yükleniyor...