Hazret-i Üstâd Eskişehir’de bir ay(22) kadar Yıldız otelinde ikamet ettiler. Bu müddet zarfında müştak ve samimî bir çok talebesiyle görüşmüş, Nurun taze meyveleri olan genç Nur talebeleriyle sohbet etmiş ve hayat-ı içtimaiyeyi bir derece ilgilendiren bazı hakikatları, hizmet-i Kur’ân ve iman çerçevesinde anlatmış ve yazmıştır. Eskişehirde kaleme alınan bu hakikatlar lahika mektupları tarzındadır. Bu mektuplardan birisi, 29.11.1951’de yazılmış olan “Kaderin Adaleti” başlıklı yazı ile, Cin ve Ruh çağırma meselesinin hakikatını anlatan yazıdır. Bilhassa kaderin adaleti namındaki yazı çok mühim ve çok acibdir. ısterseniz Üstâd’ın bu muazzam yazısını biraz sonra beraberce okuyalım. Yazıda görüleceği üzere, Hazret-i Üstâd emsalsiz bir âlî-cenablık içinde, o ana kadar maruz kalmış olduğu bütün zulümlerden hakkını helal ediyor ve bir çoğu da bilmiyerek o zulümlere vasıta olduklarını söyliyerek affediyor. Üstâd’ın bu yazısı daha sonraları Eşref Edip tarafından gazete lisanına uydurularak neşredildi ve “Konuşan Yalnız Hakikattır” cümlesi başlık yapıldı. Mektubun asıl metiniyle Eşref Edib’in neşrettiği tarz ikisi de Emirdağ-2 lahika kitabında mevcuttur.

Hazret-i Üstâd’ın Eskişehir’de kaleme aldığı mektuplarından en tevafuklusu ve enteresanı, az üstte bahsini ettiğimiz Hutbe-i şamiye’nin Türkçe tercümesinin Isparta’da teksir edilip, Üstâd Eskişehir’de iken ona gelen teksir edilmiş sahifeleridir. Adeta dünyada ve Türkiye’de yeni başlıyan devrenin kutlamasını Eskişehir’de yapmakta iken, Isparta’dan teksir edilip kendisine Eskişehir’e gelen Hutbe-i şamiye’nin teksir sahifeleri de bu kutlamayı tebrik ediyordu. Hazret-i Üstâd’a bu sahifeler geldiği zaman şu mektubu yazmıştır: (Bu teksir sahifeler 23.11.1951’de Eskişehir’e geldi)

(22) Tarihçe-i Hayat ve N.Şahiner, Üstâd’ın bu ilk seyahati olan Eskişehir’deki günleri için bir buçuk ay kadar kaldığını yazarlar. Eskişehir’den sonra gittiği Isparta’da ise, yetmiş gün kadar kaldığını kaydederler. Bu iki rakamın yekûnü yüzonbeş gün eder. Halbuki 22 Ocak 1952 günü İstanbul Gençlik Rehberi mahkemesinde hazır bulunmuştur. Üstâd’ın Eskişehir’e gittiği tarih. 20.11.1951 olduğu kesin gibi bir hesaptır. Buna göre, bu tarihten İstanbul Gençlik Rehberi mahkemesi gününe kadar sadece altmış üç gün vardır. Bu durumda Eskişehir ve Isparta’da Üstâd’ın kalış günleri hakkında verilen hesabta sehiv olsa gerekir. N. Şahiner hesabı yakıştırmak için Hazret-i Üstâd’ın Eskişehir’e gidişini Eylül ayına bağlıyor. Bu hesapta ise dört buçuk ayı içine alır ki o da çok fazla gelir ve hesaba sığmaz. Netice olarak bizce Hazret-i Üstâd’ın bu yerlerde kalışı 25 gün veya birer aydan fazla olmaması lazımdır diye düşünüyoruz. Hakikatı yine ancak Allah bilir. A.B.

“Pek aziz ve kıymetli çok sevgili ve mübarek Hüsrev Ağabeyimiz! Göndermiş olduğunuz Hutbe-i şamiyeler mübarek Üstâdımızın hastalığına pek nâfi bir merhem oldu. Elmas kaleminizden çıkan bu pek kıymetli eser inşaallah bütün İslâm âlemi için ayn-ı şifa olarak te’sirini gösterir.

Yükleniyor...