Pakistan Kültür ateşesi değil, Pakistan Maarif Vekili muavini Ali Ekber şah gelmiştir ve Ankara’da şu hitabede bulunmuştur:
“Kırk senedir Âlem-i İslâm’da aradığımı Türkiye’de buldum. Bediüzzaman yalnız Türk milletinin değil, bütün İslâm âleminindir. Ondan Âlem-i İslâm’ın mukadderatına dair soracaklarım vardı. Bütün bu müşkillerim kendileriyle görüştüğüm bir saat içerisinde halledildi. şimdi memleketime büyük müjdelerle dönüyorum” demiştir.
Üstâd’ımızın en çok kaçtığ-ı şey, şöhretfüruşluktur ki, “Elimi öptü” asla dememiştir ve demez de...
Beşinci Yalanı: “Necib Fazıl’ı mağlub ettiler” Said-i Nursi,ye Necib Fazıl hakkında ne düşündüğünü sorunca, başını iki yana salladı, dedi ki: “Yazık oldu. Kendisine çok nasihat ettim, dinlemedi. Kamer, güneşden ayrılan bir parçadır. Güneş kamere peyk olmaz, işte bunun gibi din de mukaddestir, siyasete alet edilmez. Ancak siyaset dine alet edilebilir. Necib Fazıl hiç nasihatımı dinlemedi. Yanlış yolda yürüdü. Dini siyasete alet etti. Sonunda onu mağlub ettiler”. Bediüzzaman daha bazı şeyler söyliyecekti. Fakat birden sustuktan sonra, şu kelimeleri mırıldandı: “Bana bu suali keşke sormasaydın.”
Bu muhabir kendi şahsî ve siyasî hissiyatının tesirine kapılarak burada çok fazla ilaveler etmiştir. Üstâda bu suali o muhabir değil, Ruşen isminde bir genç “Necib Fazıl nasıl bir adamdır?” diye sordu. Üstâdımız da çok müteessir olmakla beraber, “Necib Fazıl ihtiyatsızlık etti, onu mağlub ettiler. Kendisine biraz ihtiyat et, diye söylemiştim.” demiştir.
“Kamer güneşten bir parçadır. Nasıl güneş kamere peyk olmazsa, din de mukaddestir, siyasete alet olmaz” dediği, Üstâd’ımızın otuz beş sene evvel siyasete baktığı zamânâ ait olan sözünü, Necib Fazıl’a vermesi ve “Hiç bir nasihatımı dinlemedi, mağlub oldu.” demesi gösteriyor ki; O muhabir böyle ilâveli sözleriyle Necib Fazıl’ın hatırını kırmak istiyor.
O eski zamanda Üstâd’ımız siyaseti dine alet etmekle; ta siyaseti dinsizliğe alet edenlere mukabele için idi.
Altıncı yânlış ve Yalanı: “Rusya’da iki buçuk sene esir kaldım. Bir gün bana fena muamele yapan kumandana hakaret edince, o yanıma yaklaştı ve takdir etti. Burada ise, bana bir jandarma çavuşu ile hakaret ve küfür ettirdiler,
Yükleniyor...