(5) Emirdağ-2 Müntehap dosya sıra no: 8.
olmasından; bu vatana ve İslâmiyete büyük bir faydası dokunabilir. Bu cihetten biz Demokratları iktidar yerinde muhafaza etmeye Kur’ân menfaatına kendimizi mecbur biliyoruz. Onlardan hayır beklemek değil, belki dehşetli baştaki iki cereyana siyasetlerince muarız oldukları için, Onların az bir kısmı dine verdikleri zararı, vücudun parçalaninasına bedel yalnız bir parmağı kesmek gibi pek cüz’î bir zararla, pek küllî bir zarardan kurtulmamıza sebeb oluyorlar...”
İkincisi: Hazret-i Üstâd’ın Demokrat Parti’yi niçin tuttuğunun asıl sebeblerinden birisi de bu idi ki: CHP bilhassa 1950 seçimlerinden önce ve seçimden bir iki sene sonraya kadar, dini siyasete alet etmek çabasına düştü.(6) Gayesi de, seçimlerde dini alet etmek suretiyle iktidarı elde ettikten sonra, bu defa eski zihniyetiyle siyaseti dinsizliğe alet etmesini devam ettirmek... Hazret-i Üstâd bunların bu gaye ve plânlarını iyi biliyor ve görüyordu.
CHP bu haliyle beraber, Demokratları dine taviz vermekle ve irtica’ı desteklemekle bütün gücüyle yüklenip onu suçluyordu. Hazret-i Üstâd, bu durumu Celâl Bayar’a 1950 seçiminin hemen akabinde gönderdiği ilk mektubunda ve sonra İstanbul’a yolladığı bir mektubta açıkça dile getiriyordu.Hülâsası şudur:
“...şimdi hissettim ki: Bazı münafıklar dindarları perde yapıp dini siyasete alet, sonra da siyaseti dinsizliğe alet etmeye çalışmasından, safdil dindarların hatırı için bir iki defa siyasete, dünyaya baktım, gördüm ki: Bizi üç dört mahkemede “Dini siyasete alet ediyor” diye bizi ittiham edenler, kendileri dessasane, dini tezyif etmek için kendileri dini siyasete alet, sonra da siyaseti dinsizliğe alet etmek için; dinsizlik düsturlarını kanuna bağlamak gibi, dünyada hiç bir şeddad, hiç bir zalim yapmadığı bir dehşet gördüm...”
Üçüncüsü: Üstâd Hazretleri Demokratları ne dereceye kadar ve nasıl tuttuğunu gösteren şu gelen ifadesidir. Bu ifade, 1957 seçimlerinde Hazret-i Üstâd’ın arzu etmesine ve bir derece âşikar şekilde çalışmasına rağmen, Isparta meb’usu Tahsin Tola ve Niğde meb’usu (ve 1955-1957 arası Adliye Vekili )Prof. Hüseyin Avni Göktürk’ün seçimi kaybetmeleri üzerine yazılmıştır. Mektubun bir kısmı şöyledir:
Yükleniyor...