Evvelâ sevgi ve hürmetlerimi sunar, acizane ve hakirane lisanımın döndüğü kadar Cenab-ı Hak’tan sıhhat ve afiyette daim olmanızı dua ve niyaz eylerim.
Çok aziz, çok müşfik, çok sevgili Üstâd’ımız hazretlerini ziyaretimde:
- Antalya ve havalisi, Bodrum’da bulunan Nurcu kardaşlarımız namına çok mübarek ellerini öperek, en derin hürmet ve saygı ve sevgilerimizi arzettim.
Bilmukabele hepinize ayrı ayrı selâm ve sevgilerini tebliğ etmemi ve aşağıda yazılı hususların duyurulmasını emir buyurdular:
1- Hastalığım fazlalaşmaktadır. Fakat kardeşlerim merak etmesinler.
2- Nur talebeleri parti ve seçim işleriyle alâkadar olmasınlar.
3-Bana hizmet eden Halil, yakında askere gideceğinden ya Isparta’ya veyahut Isparta’ya yakın bir yere gitmek istiyorum, diye buyurdular. Ben de sizlere aynen arzediyorum...
Duanıza çok muhtaç aciz fakir
Kardaşınız
Mustafa Ezener (5)’”
İkincisi: 1950 başlarında, Üniversiteli Nurcu gençlerin hazırladıkları “Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayatından Harikalar” adlı eserin, evvelâ ınebolu, sonra Isparta’da neşredilen eski yazı nüshalarının en başında şu cümleler yazılıdır:
“
Bu nüshanın tamamını Sebilürreşad neşredecekti. Fakat bu seçim zamanında siyasete temas etmemek için Nur müellifi rıza göstermemi. “Ceridelerin hakkı değil, belki Medreset-üz Zehra erkânının vazifesidir. Onlar neşredecekler” demiştir”
Böylece Hazret-i Üstâd’ın 1950 seçiminden önce umumi şekilde parti ve seçim işlerine karışmadığına delil için üstteki iki vesika kifayet eder sanırım. Fakat 1950 seçimlerinden sonra, 1954-1957 seçimlerinde ise, Hazret-i Üstâd’ın DP’yi neden ve ne kadar ve nasıl tuttuğuna dair beyan ve ifadelerine geliyoruz. Üstâd’ın Afyon’daki müsadere altında bulunan kitapları DP’liler kanalıyla kurtarmak için Başbakan Adnan Menderes’e 1951’de gönderilmiş hakikatlı tahlilin burada kaydı icabederdi. Ancak adı geçen tahlil yukardaki mevzu’lar arasında geçtiği için sadece bir iki cümlesini alıyoruz:
Yükleniyor...