İşte, Hazret-i Üstâd’ın Demokrat iktidarı döneminde onların yerinde, olan bazı hareket ve davranışlarına mukabil hareketlerinin özünün özü bu iki-üç hülâsalı beyanlarla ifade edilebilir. Başka bir şeyde değildir. O ise, ne bir siyasettir, ne siyasete girmeye dair bir derstir, ne de tarafgirlik yapmaktır. Evet Hazret-i Üstâd, Kur’ân ve vatan ve millet menfaâtı için, tek-tük siyasî ve idarî
(6) Hatta 1950 seçiminde Demokratlar, Ankara Vaizi Ömer Bilen hocayı aday göstermesine karşılık, CHP de Ticani şeyhi kemal Pilauoğlu’nu Ankara dan aday göstermişti. (Bkz. Cüneyt Arcavürek açıklıyor, c: 1, s: 216.
(7) Emirdağ-2, s: 186.
hadiselere bakmış, amma hiçbir zaman girmemiştir, iç işlerine karışmamıştır. ıstediği şey, DP’nin daha biraz hakiki hürriyet sahasında ilerlemelerini temin, din ve vicdan hürriyetini baskılardan kurtarmak ve bu vatana hakikî saadet ve menfaat getirmek istemiştir. Bu üç hülâsadan başka bir çok örnekler burada sıralamak mümkindir. Fakat bu bahsin üst tarafında da değerlendirme hadiseleri içinde bu mektuplar gibi Üstâd’ın bu mevzuya dair ifadeleri çokça geçtiğinden, bu meseleyi burada bu kadarıyla kapatıyoruz.
Yükleniyor...