1957 seçimlerinde ise, durum çok başkadır. Çünkü CHP sekiz senelik kral-vari saltanatından zaklaştırılmasının kin, hırs ve intikamını almak için her türlü desise ve oyunlarla gelmeye hazırlanmaktaydı. 1957 seçimini mutlaka kazanma ümidini besliyorlardı. O sıralarda DP hem içten hem dıştan hayli zaif düşmüş, yıpranmıştı. CHP eğer 1957 seçiminde tek başına iktidara gelmiş olsaydı, birçok garazkârlık hırsı ve dinsizdarane intikamlarını bilhassa dindarlardan, hususiyle Nur talebelerinden zulümlü bir şekilde alacakları kesindi.
Ayrıca bu seçimde DP içinde bazı samimî meb’us Nur talebeleri de vardı. Bu seçim öncesinde de Isparta meb’usu samimi Nur talebesi Tahsin Tola Isparta DP merkezinden adaylıktan düşürülmüş idi. Menderes onu Bingöl’den aday göstermişti. Aynı zamanda 1955-1957 arası Adliye Vekili olan Niğdeli Hüseyin Avnî Göktürk de Tahsin Tola’nın aynı durumundaydı ve benzeri bir çok sebebler...
İşte Hazret-i Üstâd, böyle maddî manevî bir çok sebeblerden dolayı 1957 seçimlerinde DP’yi açıkça tuttu. Hatta kendisi sandık başına giderek aşikâr surette oyunu DP’ye kullandı. Hazret-i Üstâd’ın bu açık davranış ve hareketiyle birlikte ve Nur talebeleri bu seçimde evvelki seçimlere nisbeten daha biraz hareketli olarak DP’yi destekledikleri halde, CHP yine de kuvvetlenmişti. DP zor-belâ otuz altılık bir farkla iktidarı kurtarmıştı. DP ikiyüzyirmidört, CHP yüzyetmiş sekiz milletvekili almıştı. şark vilâyetlerinin ve Güneydoğunun bir çoğunda CHP kazanmıştı.(3) Hazret-i Üstâd’ın bu açık hareketinin hikmeti seçimin neticesinden sonra daha çok iyi anlaşılmıştı. Çünki Üstâd bu seçimden çok önce: “Eğer Demokrat düşse, Halk Partisi gelir. Bu gelince de, onun altında komünizm kuvveti bu memlekete hâkim olur. Normal yollarla CHP kat’iyen iktidara gelemez ve kendi ihtiyarlarıyla bu millet onu iktidara getirmez” mealinde beyanlarda bulunmuştu.
Yükleniyor...