İki üç defadır ehemmiyetli bir halet-i ruhiye bana ârız oluyor. Aynı otuz sene evvel İstanbul’da beni Yuşa’ dağına çıkarıp, İstanbul’un, Dar-ül Hikmet’in câzibedar hayat-ı içtimaiyesini bıraktırıp, hatta İstanbul’da bulunan Nur’un birinci şâkirdi ve kahramanı olan merhum Abdurrahman’ı dahi zarurî hizmetimi görmek için de yanıma almaya müsaade etmiyen ve Yeni Said mahiyetini gösteren acib inkılâb-ı ruhinin bir misli şimdi mukaddematı bende başlamış.. ve üçüncü bir Said, bütün bütün târik-i dünya olarak zuhuruna bir işaret tahmin ediyorum.
Demek, Nurlar ve kahraman şâkirtleri benim vazifelerimi yapacaklar. Daha bana hiç ihtiyaç kalmamış. Zaten Nur’un her bir câmi’ cüz’ü ve sarsılmıyan halis şâkirtlerinin her birisi benden daha mükemmel ders verir.
SAİD-İ NURSİ”(93)
(91) Afyon Hapsi mektupları, siyah defter, s: 73.
(92) Aynı defter, s: 134.
(93) Afyon Hapsi mektupları. siyah defter. s: 335.
Bu mektubun hemen akabinde “Hüve Nüktesi” ile alâkadar mektubun yazılması da; Hazret-i Üstâd’ın bu halet-i ruhiyesinin mukaddematının 1946’larda başladığını ve latif ve nûranî olan hava ve Nur unsurlarına müteveccih olarak, o zaman Hüve nüktesiyle kendini göstermesi ve sonra hapiste “Elhüecet-üz Zehra”nın mevzuları da ekseriya bu kabilden olması, hem hapisten sonra “Nur Âleminin Bir Anahtarı” eserinde mevzu teşkil eden parçaların tamamına yakın o çeşitten yazılması delildir ki; Hazret-i Üstâd’ın “Üçüncü Said” diye vasıflandırdığı yeni halet, maddîlikten çok, manevî ve ruhanîdir. Dolayısıyla inkişaf eden bu yeni haletle beraber, ehl-i siyasete müteveccih olup hamiyetkar kısımlarını irşad ve tenvire yönelik bazı beyanlarının bu haletine zıd olmadığı gibi, bu irşadların yapılmasına da eski Said veya üçüncü Said olup olmamasına da bir lüzum yoktur kanaatindeyiz.
Üstâd’ın Hüve Nüktesi’nden bahseden mektubu:
“
Aziz Sıddık hakikatlı kardeşlerim!
Evvelâ: Ben bazı emarelerle tahmin ediyorum ki: Neşredilen mecmualarımızdan en ziyade “Rehber”e (Gençlik Rehberi’ne) ehemmiyet veriyorlar. Hatta iki Rehberi birleştirip, Ceylan’a vererek davasını kubbe yapıp, o yaralanan adamı bir sene sükûttan sonra o iftiralara sevkettiler.
Yükleniyor...