“Milyonlar kahraman başlar feda oldukları bir hakikata başımız dahi feda olsun” diye onlar namına söylemiş, mahkemeyi hayret ve takdirle susturmuş.
Demek Nurcular’da hakiki, halis. sırf rıza-i ilahî için müsbet ve uhrevî fedâiler var ki; Mason, Taşnak ve Komünist ve ifsad ve zendeka ve ilhad gibi dehşetli komiteler o Nurcular’a çare bulamayıp, hükûmeti ve adliyeyi aldatarak, lâstikli kanunlar ile onları kırmak ve dağıtmak istiyorlar. İnşaallah bir halt edemezler. Belki Nur’un ve imanın fedâilerini çoğaltmaya sebebiyet verecekler.
Said-i Nursi”(73)
İkinci Bir İkaz ve Bir Ders
“(Hem bu, hem dünkü pusula bir parça mahremdir. Yalnış mana verilmemek için herkese okunmasın.)
Aziz Sıddık Kardeşlerim!
Dünki sual-cevaba benzer, kırk sene evvel olmuş bir sual-cevabı size hikâye edeceğim.
O eski zamanda Eski Said’in talebeleri Üstâdlarıyla şiddetli alâkaları, fedaîlik derecesine geldiğinden: Van, Bitlis tarafında Ermeni komitesi, Tâşnak fedâileri çok faaliyette bulunmasıyla; Eski Said onlara karşı duruyordu, bir derece susturuyordu. Kendi talebelerine mavzer tüfekleri
(73) Afyon Hapsi mektupları, siyah defter, s: 278.
bulup, medresesi bir vakit asker kışlası gibi, silahlar, kitaplarla beraber bulunduğu vakit, bir asker feriki geldi, gördü, dedi: “Bu medrese değil, kışladır.” Bitlis hadisesi münasebetiyle evhama düştü,(74) emretti: “Onun silâhlarını alınız!” bizden ellerine geçen onbeş mavzerimizi aldılar. Bir iki ay sonra Harb-i umumi patladı. Ben tüfeklerimi geri aldım. Her ne ise...
Bu haller münasebetiyle benden sordularki; dehşetli fedâileri bulunan Ermeni komitesi sizden korkuyorlar ki; siz Van’da Erek dağına çıktığınız zaman, sizden çekinip dağılıyorlar, başka yere gidiyorlar. Acaba sizde ne kuvvet var ki, öyle oluyor?
Demek Nurcular’da hakiki, halis. sırf rıza-i ilahî için müsbet ve uhrevî fedâiler var ki; Mason, Taşnak ve Komünist ve ifsad ve zendeka ve ilhad gibi dehşetli komiteler o Nurcular’a çare bulamayıp, hükûmeti ve adliyeyi aldatarak, lâstikli kanunlar ile onları kırmak ve dağıtmak istiyorlar. İnşaallah bir halt edemezler. Belki Nur’un ve imanın fedâilerini çoğaltmaya sebebiyet verecekler.
Said-i Nursi”(73)
İkinci Bir İkaz ve Bir Ders
“(Hem bu, hem dünkü pusula bir parça mahremdir. Yalnış mana verilmemek için herkese okunmasın.)
Aziz Sıddık Kardeşlerim!
Dünki sual-cevaba benzer, kırk sene evvel olmuş bir sual-cevabı size hikâye edeceğim.
O eski zamanda Eski Said’in talebeleri Üstâdlarıyla şiddetli alâkaları, fedaîlik derecesine geldiğinden: Van, Bitlis tarafında Ermeni komitesi, Tâşnak fedâileri çok faaliyette bulunmasıyla; Eski Said onlara karşı duruyordu, bir derece susturuyordu. Kendi talebelerine mavzer tüfekleri
(73) Afyon Hapsi mektupları, siyah defter, s: 278.
bulup, medresesi bir vakit asker kışlası gibi, silahlar, kitaplarla beraber bulunduğu vakit, bir asker feriki geldi, gördü, dedi: “Bu medrese değil, kışladır.” Bitlis hadisesi münasebetiyle evhama düştü,(74) emretti: “Onun silâhlarını alınız!” bizden ellerine geçen onbeş mavzerimizi aldılar. Bir iki ay sonra Harb-i umumi patladı. Ben tüfeklerimi geri aldım. Her ne ise...
Bu haller münasebetiyle benden sordularki; dehşetli fedâileri bulunan Ermeni komitesi sizden korkuyorlar ki; siz Van’da Erek dağına çıktığınız zaman, sizden çekinip dağılıyorlar, başka yere gidiyorlar. Acaba sizde ne kuvvet var ki, öyle oluyor?
Yükleniyor...