Ey demir gibi sarsılmaz kardeşlerim! Bana yardım ediniz!.. Meselemiz çok nâziktir. Ben sizlere çok güveniyordum ki, bütün vazifelerimi şahs-ı manevinize bırakmıştım. Siz de bütün kuvvetinizle benim imdadıma koşmanız lâzım geliyor. Gerçi hadise pek cüz’î ve geçici ve küçük idi. Fakat saatimizin zenbereğine ve gözümüzün hedakasına gelen bir saç, bir zerrecik dahi incitir. Ve bu nokta ehemmiyetlidir ki; maddî üç patlak ve manevi üç müşahedeler tam tamına haber verdiler.
Said-i Nursi“(69)
Aziz sıddık muhlis kardeşlerim!
Bizler imkân dairesinde bütün kuvvetimizle lem’a-ı ihlâsın düsturlarını ve hakikî ihlâsın sırrını mabeynimizde ve birbirimize karşı isti’mal etmek vücûb derecesine gelmiş.
Kat’î haber aldım ki; İç aydan beri buradaki hâs kardaşları birbirine karşı meşreb veya fikir ihtilâfıyla bir soğukluk vermek için üç adam tayin edilmiş. Hem metin Nurcular’ı usandırmakla sarsmak ve nâzik ve tahammülsüzleri evhamlandırmak ve hizmet-i Nuriye’den vazgeçirmek için sebebsiz mahkememizi uzatıyorlar.
Sakın, sakın, şimdiye kadar mabeyninizdeki fedakârane uhuvvet ve samimane muhabbet sarsılmasın. Bir zerre kadar da olsa, bize büyük zararı olur. Çünki pek az bir sarsıntı Denizli’de (ş. şef. Tev.) gibi hocaları yabanileştirdi. Bizler birbirimize lüzum olsa, ruhumuzu feda etmeye hizmet-i Kur’âniye ve imaniyemiz iktiza ettiği halde, sıkıntıdan veya başka şevlerden gelen titizlikle hakikî fedakârlar birbirine karşı küsmek değil, belki mahviyet ve tevazu’ ve teslimeyetle kusuru kendine alır. Muhabbetini, samimiyetini ziyadeleştirmeye çalışır. Yoksa habbe, kubbe olup tamir edilmiyecek bir zarar verebilir. Sizin ferasetinize havale edip kısa kesiyorum.
Said-i Nursi”(70)
Yedinci Madde: Siyasetten tecennüb ve sakınmak hakkında:
“
Yükleniyor...