(42) Aynı defter, s: 148.
(43) 1948’in mi’raç gecesi 28.5.1948’dir. Her sene on gün kısalan hicrî hesabı tahminine göredir. A.B.
Hamisen: Nur’un dersleri vasıtasıyla geçen musibet, yüzden bire indi. Yoksa zemin ve zamanın nezaketi cihetiyle, baruta ateş atmak hükmünde onun habbesi kubbeler olacaktı. Hatta resmi bir kısım memurlar demişler ki: “Nur’un dersini dinliyenler, hapiste vukuâ gelen fırtınaya karışmadılar. Eğer Nur’un dersi dinlense idi, hiçbir şey olmazdı.”
Siz mümkin olduğu kadar ikiliğe meydan vermeyiniz. Hapis sıkıntısına başka sıkıntı ilave olmasın. Mahpuslar dahi Nurcular gibi kardeş olsunlar, birbirinden küsmesinler.
Said-i Nursi”(44)
Yine aynı mesele için yazılmış Üstâd’ın başka bir mektubu:
Aziz Sıddık kardeşlerim!
Ehemmiyetli bir manevî ihtara binaen, size şimdilik yeni bir vazife-i Nuriye var ki; Bütün kuvvetinizle bu üçüncü medrese-i Yusufiyede musibetzede biçare mahpuslar içinde ikilik ve garazkârane tarafgirlik düşmemek için Nur dersleriyle çalışmaktır. Çünki ihtilâftan ve garaz ve kin ve inaddan istifadeye çalışan perde altında dehşetli müfsidler var. Madem bu hapis arkadaşlarımız lüzum olsa vatanına, milletine ve ahbabına fedakârane ruhunu feda ettiren kahramanlık damarını taşıyorlar. Elbette o civanmerdler inadını ve garazını ve adavetini milletin selâmeti ve bu hapsin istirahatı ve perde altında anarşiliğe çabalayan ve bolşevizmi aşılıyanların ifsadlarından kurtulmak için, hiç menfaatı bulunmıyan ve bu fırtınalı zamanda zararı çok olan adavetini ve inadını feda etmeleri lâzımdır. Yoksa bu zamanda baruta ateş atmak gibi, hem bu biçare mahpuslara, hem Nur’un masum talebelerine, hem bu Afyon memleketine ehemmiyetli zahmetlere, sarsıntılara. belki memlekete giren ecnebî komitesi parmaklarının ilişmesine bir vesile olur.
Yükleniyor...