Said-i Nursi”(45)
Yine aynı manada:
“...Saniyen: Bu medrese-i Yusufiye’nin nâzırına yazdım: “Ben Rusya’da esir iken, en evvel bolşevizmin fırtınası hapishanelerden başladığı gibi,. Fransız ihtilâl-i kebiri dahi en evvel hapishanelerden ve tarihlerde serseri namıyla yâdedilen mahpuslardan çıkmasına binaen; Biz Nur şâkirtleri
(44) Afyon Hapsi mektupları -2 Siyah defter Züheyr, s: 169.
(45) Afyon Hapsi mektupları -2 Siyah defter Zübeyr. s: 178.
hem Eskişehir, hem Denizli, hem burada mümkin oldukça mahpusların ıslâhına çalıştık. Eskişehir ve Denizli’de tam faydası görüldü. İnşaallah burada daha ziyade fayda olacak ki, bu nazik zaman ve zeminde Nur dersleriyle, geçen fırtınacık yüznden bire indi. Yoksa ihtilâftan ve böyle hadiselerden istifade eden, fırsat bekliyen haricî muzır cereyanlar o baruta ateş atıp, bir yangın çıkacaktı. “
Said-i Nursi”(46)
MADDE-5: Bazı gazetecileri elde edip. kasdî şekilde yanlış malûmat vermek suretiyle, Risale-i Nur ve Üstâd aleyhinde neşriyat yaptırmakla; Ma’hud ve mültezem mahkûmiyet kararı niyetine kendine destek toplamak ve saireye dair hususlar için tezgahlanan işlerden bir kısmı şöyle: O sırada Afyon`da çıkan “Kocatepe” gazetesi, “Son Posta” gazetesi ve nihayet “Vatan” gazetesi gibi maksadlı neşriyat yapan gazetelerin yalan dolan yaygaraları başlatıldı. Bu işin Afyon mahkemesinin karar tarihine pek yakın günlerde vuku, bulması. herhalde bir tesadüf işi değildir.
Mesela. Afyon’da çıkan Kocatepe gazetesinin, Üstâd’ın hayatını ve harekâtını tahrif ederek başlattığı neşriyat, 29 Teşrin-i evvel (12 Kasım) 1948’de ki yazısı..
Keza Vatan gazetesinin aynı günlerde, Üstâd’ın eski hayatını yanlış yalan ve iftiralarla ele alarak neşriyat yapması..
Hem yine, mahkemenin karar gününe yakın, Son Posta gazetesinin Hazret-i Üstâd’la ilgili bazı mevzuları ele alarak yanlış ve yalan ve iftiralı neşriyat yapması gibi, hadiseler davamızı ispat eder.
Yükleniyor...