Bu birinci zehir hadisesi içinde “El Hüccet-üz Zehra” nın birinci kısmının yazıldığını beyan eden Üstâd’ın şu gelecek mektubu da şayan-ı hayret ve tefekkürdür:

Aziz Sıddık kardeşlerim!

Yarım felçli ve yarım nüzûllü ve semli hastalığım, kırk seneden beri hiç terketmediğim hususî evradıma mani’ olduğu ve kuvve-i müfekkiremi ve cesedimin her tarafını atalete uğrattığı halde, ihtiyarsız teşehhüd ve fatihaya dair parça yazıldı. Kalben derdim: “Bundan bir fayda çıkmaz: ‘ Halbuki benim namazıma öyle parlak bir huzur ve tefekkür verdi ki; Gafleti dağıttı ve beni hayrette bıraktı. Zaten az bir intibah dahi ibadette büyük ehemmiyeti var.

Acaba o son parçayı nasıl görüyorsun? Namazınızda o kelimeler o beyandan sonra sizde bir değişiklik yaptı mı?

Said-i Nursi”(36)

Afyon hapsinde Üstâd’a verilen zehirlerden bu birinci zehir hadisesi ile ilgili olarak, İnebolulu merhum Ahmet Nazif Çelebi’den bizzat duyduğum elim ve yürekler parçalayıcı bir hatırasını burada nakletmek istiyorum:

(35) Afyon Hapis mektupları -2, Kırmızı defter Zübeyr, s: 57.

(36) Aynı eser, s: 67.

“1962’de merhum Nazif Çelebi Hac’ca giderken Urfa’ya uğramıştı. Bana aynen şöyle anlattı:

“Afyon hapsinde bir gün bir fırsatta Üstâd’ın koğuşuna girebildim. O sıra Üstâd’ı zehirlemişlerdi. Kışın da en soğuk günleriydi. Yüzüne baktım, adeta simsiyah kesilmiş, dudakları çatlamış, ateşler içinde kıvranmaktaydı. ıhtiyarlık ve çok fazla zafiyetiyle beraber, o ağır zehirlenmeden mütevellid çok perişan, odasında kimsesiz, yalnız, hizmetçisiz bulunduruluyordu. Üstâd Hazretleri beni görünce ağlamaya başladı. Ben de ağladım. İkimiz bir müddet ağladık. Dedi: “Kardeşim, ben çok perişan bir durumdayım. Seni Allah gönderdi.. “

Sağını solunu aceleden düzelttim, etrafını süpürüp temizledim. Zaruri ihtiyaçlarını gördüm ve çıktım.”

İnebolulu İbrahim fakazlı da, Hz. Üstâd’ın bir zehirlendirmesini (Afyon hapsinde) söyle anlatmış:

“Kışın son derece soğuk bir günde Üstâd’ın yanına gizlice çıkmıştım.Hz. Üstâd çok hastaidi. Bana elini uzattı “Tut” dedi. Bende tuttum ve öptüm.Ateşler içindeydi, elim onun sıcağına tehammül edemiyordu. “İbrahim çok hastayım.. Artık öleceğim , siz varsınız diye teselli buluyorum.”

 /  
2249
Yükleniyor...