Hâkim: “Kaza edersin...” diye cevab verdi.

Bediüzzaman: “Hayır kaza olmaz, ben kılacağım” diye ısrar etti ve yürüdü. Sonra savcı bana işaret etti. Ben de koluna girdim. Kalemde namazını kıldı.

Mahkeme safahatı esnasında, hâkim kendisine:

“-Bizler sivil olduğumuz halde- Nasıl ve nereden polis olduğumuzu öğrendiğini sordu. O da: “Gece rü’yamda gördüm” diye cevab verdi.

Mahkemenin karar vereceği celsede, Bediüzzaman’ın son sözü nedir diye sorulduğunda:

(27) Son şahitler-1, s: 31.

“Eğer suç varsa bütünü benimdir. Diğer arkadaşlarımın hiçbir suçu yoktur. Biz Kur’ân’ın hizmetkârıyız, asayişin manevi muhafızlarıyız...” dedi”(28)

10- Jandarma İbrahim Mengüver’in hatıralarından Afyon hapis hadisesiyle ilgili kısmı şöyledir:

“...Üstâd’ın mahkemesi olacaktı. şarktan garbtan insanlar Afyon’a akın ettiler. Sokaklar, caddeler mahşer gibiydi. Yol değiştirmek zorunda kalıyorlardı. Üstâd’ı elli tane, yüz tane adamı öldürmüş, kâtilmiş gibi, bir mahkemeye götürüyorlardı. Ben de o zaman vazifeliydim. Bediüzzaman’la çarşıda karşı karşıya geldik. Hemen selâm çaktım. O sırada bizim süvari bölük kumandanı muavini geçiyormuş, Üstâd’a selâm verdiğimi görmüş. Meydanda bana bağırdı çağırdı. “Yakalayın şunu askerler” dedi. Beni yakaladılar. Bölük kumandanının odasına soktular. Süvari muavini, olanı biteni anlattı. “Bu jandarma Bediüzzaman’a selâm vermiş” dedi.

Komutan. muavinden de betermiş.. Olduğu yerde deliriyor, tepiniyor.. saçını, başını yolacak oluyordu neredeyse...

“Sen hocaya selâm vermişsin!” dedi.

Ben de “Gâvur muvum yahu?.. Ben bir Müslümanım” dedim.

Falakaya yatırın, diye deli gibi bağırdı. Beni falakaya yatırdılar. Onlar kızılcık sopasıyla ayaklarıma vurdukça, ben “Üstâd’la konuştum ya, ona selâm verdim ya, feda olsun herşeyim...” diyordum.

Bu sefer Komutan daha da çıldırıyor ve bağırıyordu: “Asker hocaya selâm veremez.”

Ben de: “Nasıl vermezmiş, asker gâvur mudur? Elbette verir.” diyordum. Bölük komutanı öfkesini alamadı. Beni bir hafta hapsetti. Bir hafta

 /  
2249
Yükleniyor...