8-Üstâd Bediüzzaman’ın Afyon hapsinde bulunduğu sıralarda baş gardi yan yardımcısı Hasan Değirmenci’nin anlattıkları:
“Hapishane müdürü “Deli Müdür” adıyla ma’ruf Mehmet Kayhan’dı. Sert bir adamdı...
Bediüzzaman’ın hiçbir kimseye zararı yoktu. Kendi halinde, kendi âleminde bir din adamıydı...
Sabahlara kadar kendi halinde, kendi vicdanıyla kalır, başbaşa dua eder, ibadet eder, Allah’ı zikrederdi. Geceleri bir saat ya uyur ya uyumazdı. Biz haliyle görevli olduğumuz için onun bütün yaşayışına dikkat ederdik. Her halini rapor ederdik.
İğne yaptırmak istemedi
Bir gün mahkûmlara iğne yapılacaktı. Kendisini iğne bahanesiyle birkaç defa zehirlemişlerdi. Bu sebebten haklı olarak iğne yaptırmak istemedi. Ben de
“Hocam önce bana yapsınlar, ondan sonra size yapsınlar” dedim. Bunun üzerine kabul etti. Aynı ilaç ve aynı iğneden önce kendime yaptırdım. Sonra da kendisine vurdular...
Biz o zatın hep iyiliğini, hep insaniyyetini gördük. Biz ondan kötülük görmedik. Duası, himmeti yetti bize gayrı...
Çeşitli hadiseler olmuştu. Hapishanede büyük kavgaların içine düşmüştük. Onun himmetiyle hiçbir şey olmadı. Burnumuz bile kanamadı. Yüzümüzün akıyla kurtulduk o meslekten...
Zaman zaman bazıları gelip onu rahatsız etmek isterlerdi. Aylarca yattı. Tahliye edildikten sonra, iki defa hapishaneye geldi. ıçerdeki mahkûmları ziyaret edip görüşmek istedi. Fakat Deli Müdür razı olmadı, görüştürmedi.”(27)
9- Emirdağ hayatı bölümünde bir kısım hatıralarını kaydettiğimiz emekli komiser Abdurrahman Akgül, hapis hadisesiyle ilgili şu hatırasını kaydeder:
“-Ben namaz kılacağım-
“Mahkeme sırasında akşam namazı vakti girmişti. Bediüzzaman ayağa kalkarak: “Ben namaz kılacağım” dedi.
“Hapishane müdürü “Deli Müdür” adıyla ma’ruf Mehmet Kayhan’dı. Sert bir adamdı...
Bediüzzaman’ın hiçbir kimseye zararı yoktu. Kendi halinde, kendi âleminde bir din adamıydı...
Sabahlara kadar kendi halinde, kendi vicdanıyla kalır, başbaşa dua eder, ibadet eder, Allah’ı zikrederdi. Geceleri bir saat ya uyur ya uyumazdı. Biz haliyle görevli olduğumuz için onun bütün yaşayışına dikkat ederdik. Her halini rapor ederdik.
İğne yaptırmak istemedi
Bir gün mahkûmlara iğne yapılacaktı. Kendisini iğne bahanesiyle birkaç defa zehirlemişlerdi. Bu sebebten haklı olarak iğne yaptırmak istemedi. Ben de
“Hocam önce bana yapsınlar, ondan sonra size yapsınlar” dedim. Bunun üzerine kabul etti. Aynı ilaç ve aynı iğneden önce kendime yaptırdım. Sonra da kendisine vurdular...
Biz o zatın hep iyiliğini, hep insaniyyetini gördük. Biz ondan kötülük görmedik. Duası, himmeti yetti bize gayrı...
Çeşitli hadiseler olmuştu. Hapishanede büyük kavgaların içine düşmüştük. Onun himmetiyle hiçbir şey olmadı. Burnumuz bile kanamadı. Yüzümüzün akıyla kurtulduk o meslekten...
Zaman zaman bazıları gelip onu rahatsız etmek isterlerdi. Aylarca yattı. Tahliye edildikten sonra, iki defa hapishaneye geldi. ıçerdeki mahkûmları ziyaret edip görüşmek istedi. Fakat Deli Müdür razı olmadı, görüştürmedi.”(27)
9- Emirdağ hayatı bölümünde bir kısım hatıralarını kaydettiğimiz emekli komiser Abdurrahman Akgül, hapis hadisesiyle ilgili şu hatırasını kaydeder:
“-Ben namaz kılacağım-
“Mahkeme sırasında akşam namazı vakti girmişti. Bediüzzaman ayağa kalkarak: “Ben namaz kılacağım” dedi.
Yükleniyor...