“....Mesela biz yirmibeş senedir Said-i Nursi’nin dinî faaliyetlerine mani’ olamıyoruz”(14)
(13) Denizli- Afyon Dosyası 2. Kısım, s: 51.
(14) İkinci Hasan Saka Hükümeti, 10 Haziran 1948’den 14 Ocak 1549’a kadar icraatta kalmış ve bu dönemde dindarlar aleyhindeki mâ’hud kanun meclisten geçirilmişti. Fakat bu kanun hangi madde ile ilgili ve gün olarak hangi tarihte olduğunu bilemiyorsak da; fakat adliye vekili (Rize Milletvekili) Fuat Sirmen’in Bediüzzaman hakkında konuştuğu o sözleri üzerine, Mecliste ekseriyete sahip olan C.H.P meb’ usları tarafından meclisten geçirilmiş olan kanunun o maddesine Bediüzzaman Hazretlerinin ismi ve hareketi hususî sekilde, amma gülünç olarak kaydedilmişti ki, her halde 163. maddenin bir bendi olsa gerekir. Bu hakikatı gösteren şu gelecek mektuptaki ifadedir:
Hazret-i Üstâd da Afyon hapsinde bu hadiseyi duyduğu zaman talebelerine şu mektubu yazmıştı:
Aziz Sıddık sarsılmaz kardeşlerim!
Mecliste muhalif partilerin şiddetli tenkidleri içinde dindarlara temas eden bir kanunun kabulü ve adliye vekili o gürültülere karşı: “Mesela biz Said’in faaliyetine mani’ olamıyoruz” demesi iki cihetle lehimize dönecek.
Birincisi: Kemiyeten kesretli muhalifler, Nurlar’ın lüzumuna ve intişarına taraftar olmalarına bir vesile oldu.
İkincisi: Madem adliye vekili “Nurun neşrine mani, olamıyoruz” diyor. Demek mevcud kanunlar bizi mes’ul etmezler. Zaten meselemiz eski kanunla olacak.. ve Başvekilin(*) “Belki bu yeni kanunu tatbik etmiyeceğiz” dediği ve çok gürültülere sebeb olan aynı kanunla, yeni bir mesele gibi muamele görmesi bütün bütün kanunsuzdur.
Said-i Nursi”(15)
Afyon hapis hadisesiyle ilgili hatıralar
1- Afyon hapis hadisesinde maznun olarak bulunmuş ve hadiseden sonra Üstâd’ın hem hususî. hem daha çok haricî hizmet ve işleriyle meşgul olmuş ve Üstâd’ın vefatına kadar hizmetinden ayrılmamış, şimdi aynı tarz ve azimle Nur hizmetinde devam eden Muallim Mustafa Sungur Ağabey, Afyon hapsi ile ilgili olarak şunları anlatıyor:
(13) Denizli- Afyon Dosyası 2. Kısım, s: 51.
(14) İkinci Hasan Saka Hükümeti, 10 Haziran 1948’den 14 Ocak 1549’a kadar icraatta kalmış ve bu dönemde dindarlar aleyhindeki mâ’hud kanun meclisten geçirilmişti. Fakat bu kanun hangi madde ile ilgili ve gün olarak hangi tarihte olduğunu bilemiyorsak da; fakat adliye vekili (Rize Milletvekili) Fuat Sirmen’in Bediüzzaman hakkında konuştuğu o sözleri üzerine, Mecliste ekseriyete sahip olan C.H.P meb’ usları tarafından meclisten geçirilmiş olan kanunun o maddesine Bediüzzaman Hazretlerinin ismi ve hareketi hususî sekilde, amma gülünç olarak kaydedilmişti ki, her halde 163. maddenin bir bendi olsa gerekir. Bu hakikatı gösteren şu gelecek mektuptaki ifadedir:
Hazret-i Üstâd da Afyon hapsinde bu hadiseyi duyduğu zaman talebelerine şu mektubu yazmıştı:
Aziz Sıddık sarsılmaz kardeşlerim!
Mecliste muhalif partilerin şiddetli tenkidleri içinde dindarlara temas eden bir kanunun kabulü ve adliye vekili o gürültülere karşı: “Mesela biz Said’in faaliyetine mani’ olamıyoruz” demesi iki cihetle lehimize dönecek.
Birincisi: Kemiyeten kesretli muhalifler, Nurlar’ın lüzumuna ve intişarına taraftar olmalarına bir vesile oldu.
İkincisi: Madem adliye vekili “Nurun neşrine mani, olamıyoruz” diyor. Demek mevcud kanunlar bizi mes’ul etmezler. Zaten meselemiz eski kanunla olacak.. ve Başvekilin(*) “Belki bu yeni kanunu tatbik etmiyeceğiz” dediği ve çok gürültülere sebeb olan aynı kanunla, yeni bir mesele gibi muamele görmesi bütün bütün kanunsuzdur.
Said-i Nursi”(15)
Afyon hapis hadisesiyle ilgili hatıralar
1- Afyon hapis hadisesinde maznun olarak bulunmuş ve hadiseden sonra Üstâd’ın hem hususî. hem daha çok haricî hizmet ve işleriyle meşgul olmuş ve Üstâd’ın vefatına kadar hizmetinden ayrılmamış, şimdi aynı tarz ve azimle Nur hizmetinde devam eden Muallim Mustafa Sungur Ağabey, Afyon hapsi ile ilgili olarak şunları anlatıyor:
Yükleniyor...