Ve hülâsa olarak:Savcının ikinci ve üçüncü iddianame ve mütalanamelerinin temel esasları şu gelecek esaslarda toplandığını görmekteyiz:
1- İrtica hezeyanı...
2- Nurların bazı yerlerinin, yeni çıkan kanun ve inkılâblara karşı muaraza ettiği...
3- 163. Maddeye uyan şahsî nüfuz te’mini ve gizli cemiyet kurma hareketleri...
4- Kürtlük ve Kürtçülük yaptığı iddiası.
5- Gizli cemiyet...
6- İzinsiz neşriyat ve benzeri iddialar...
Mühim Bir Hatıra
Erzurumlu M. Kırkıncı Hocamızdan: (Mealen) “...Hazret-i Üstâd Bediüzzamanın ziyareti için Ispartaya gittiğimizde, Rüştü Çakın Ağabey bizzat bana anlatmıştı: “Biz Eskişehir hapsi hadisesinde mahkemeye çıkarılmıştık. Üstâdımızıen önde tek olarak oturtmuşlardı. Bizlerde onun arkasında, sıralarda
dizilmiştik. Savcı bizim idamımızı talep eden iddianamesini okuyordu. Hepimizi bir korku telaşı sarmıştı, fakat baktık Üstâdımız, cübbesinin eteği üstünde tesbihinin ipini kırmış, yeniden onu ipe dizmekle meşgul. Onun sanki hiç birşey yokmuş gibi, savcının laflarına beş para ehemmiyet vermeyen pervasızlık içerisindeki tavrını görünce, bizlerede kuve-i maneviye ve cesaret geldi.”
(Bediüzzamanı nasıl tanıdım
M. Kırkıncı, sh. 101-102)
Mahkemenin Hali
Bu faslın başında da kaydattiğimiz veçhile, Hazret-i Üstâd Bediüzzaman ve Nur talebelerinin Isparta’daki tevkifleri, bir evham ve iftira yaygaralarının verdiği telaş ve idarecilerin beceriksizlikleri neticesi olarak, kanunsuz,mantıksız, adalatsiz ve keyfî bir tarz-ı muamele üzerine bina edilmiştir. Mahkemenin bütün safahatında gerek savcıların, gerek sorgu hâkimlerinin iddianame ve kararnamalereinde kanunî mueyyidelerin taalluku için “ etmişlerdir, yapmışlardır,fiilî hareketleri budur, delilleride şudur” diyerek herhangi belli bir suçu ortaya koymamışlardır.
Buna göre, Eskişehir mahkemesi müdde-i umumisinin iddianamesi böyle kanunsuz, delilsiz, boş ve haksız isnadlar üzerine bina edilmiş, mahkeme
1- İrtica hezeyanı...
2- Nurların bazı yerlerinin, yeni çıkan kanun ve inkılâblara karşı muaraza ettiği...
3- 163. Maddeye uyan şahsî nüfuz te’mini ve gizli cemiyet kurma hareketleri...
4- Kürtlük ve Kürtçülük yaptığı iddiası.
5- Gizli cemiyet...
6- İzinsiz neşriyat ve benzeri iddialar...
Mühim Bir Hatıra
Erzurumlu M. Kırkıncı Hocamızdan: (Mealen) “...Hazret-i Üstâd Bediüzzamanın ziyareti için Ispartaya gittiğimizde, Rüştü Çakın Ağabey bizzat bana anlatmıştı: “Biz Eskişehir hapsi hadisesinde mahkemeye çıkarılmıştık. Üstâdımızıen önde tek olarak oturtmuşlardı. Bizlerde onun arkasında, sıralarda
dizilmiştik. Savcı bizim idamımızı talep eden iddianamesini okuyordu. Hepimizi bir korku telaşı sarmıştı, fakat baktık Üstâdımız, cübbesinin eteği üstünde tesbihinin ipini kırmış, yeniden onu ipe dizmekle meşgul. Onun sanki hiç birşey yokmuş gibi, savcının laflarına beş para ehemmiyet vermeyen pervasızlık içerisindeki tavrını görünce, bizlerede kuve-i maneviye ve cesaret geldi.”
(Bediüzzamanı nasıl tanıdım
M. Kırkıncı, sh. 101-102)
Mahkemenin Hali
Bu faslın başında da kaydattiğimiz veçhile, Hazret-i Üstâd Bediüzzaman ve Nur talebelerinin Isparta’daki tevkifleri, bir evham ve iftira yaygaralarının verdiği telaş ve idarecilerin beceriksizlikleri neticesi olarak, kanunsuz,mantıksız, adalatsiz ve keyfî bir tarz-ı muamele üzerine bina edilmiştir. Mahkemenin bütün safahatında gerek savcıların, gerek sorgu hâkimlerinin iddianame ve kararnamalereinde kanunî mueyyidelerin taalluku için “ etmişlerdir, yapmışlardır,fiilî hareketleri budur, delilleride şudur” diyerek herhangi belli bir suçu ortaya koymamışlardır.
Buna göre, Eskişehir mahkemesi müdde-i umumisinin iddianamesi böyle kanunsuz, delilsiz, boş ve haksız isnadlar üzerine bina edilmiş, mahkeme
Yükleniyor...