iptal etmiş gibi evinden hiç çıkmamaktaydı.

Nihayet tarih 17 Nisan 1935... Hazret-i Üstâd bir iki talebesiyle birlikte Isparta şehrinin haricine teneffüs kasdiyle gezmeye çıkıyor.

{Aynı eser Neşriyat, s: 213.}



Biraz temiz havada gezindikten sonra; birden bire görünürde hiç bir sebeb yokken,Hazret-i Üstâd hiddetleniyor ve ehl-i dünyaya şiddetli bir surette gıyablarında bağırıyordu.

Hadiseyi, o günü Üstâd’la beraber bulunmuş talebelerinin, bilâhare kaleme aldıkları şekliyle alalım:

“Hem musibetin aynı gününde Üstâd’ımız gezmekten dönerken. Hüsrev ve Mehmed’in ihbariyle birden bire sebebsiz ehl-i dünyaya karşı hiddete başladı. Yirmibeş sene evvel Divan-ı Harbi Örfî’de kendi idam kararını beklerken; sebebsiz, kalbsiz rütbeli iki adam mahpus olduğu koğuşa tahkir için geldikleri zaman, gayet acib bir surette söylediği o hale mahsus meşhur bir şetmi üç defa zalim ve garazkâr ehl-i dünyaya karşı sarfediyor ve “Benden ne istiyorsunuz?..” diye bağırarak tekrar ediyor, sonra susuyordu. Aynı dakikada zabıta, köşkü basmak için yedi sekiz polis köşkün etrafına girdikleri zamana tevafuk ediyordu.”

{Osmanlıca Sikke-i Tasdik, s: 17.}



Böylece taarruz hadisesini, vukuundan evvel Hazret-i Üstâd te’vilsiz ve açık surette hissettiği gibi; Risale-i Nur talebelerinin bir çoğu da kalben ve ruhen hissetmiş, fakat tafsilâtına şuurları taalluk etmemiştir. Bu mübarek hassas kalbli Nur talebelerinin hissettikleri hadise hakkında çok şeyler yazılmıştır. Burada onları kaydetmek epey uzun olur. Onun için meraklıları Sikke-i Tâsdik-i Gaybî kitabının baş taraflarına ve Barla lahikasına havale deriz.

İşte Eskişehir hapis hadisesi ilk hazırlıkları ve ilk baskınları 20 Nisan 1935 gününde kendisini göstermişti. Hazret-i Üstâd’ın oturduğu menzilinde polis arama yapmış, mevcud bütün kitaplarına el konulmuş ve aynı günde Hazret-i Üstâd hükûmet ve emniyete götürülmüştü. ıfadeleri alınmış ve o günü Üstâd serbest bırakılmıştı. Ancak bu arada ilk tevkifler günü olan 25 Nisan ile şu ilk baskın ve taharriler arasındaki birkaç günlük müddetin, hangi gününde yeniden Hazret-i Üstâd ve Nur talebeleri toplattırılmış olduğuna dair bir bilgi mevcud değildir.

20 Nisan 1935 gününde Hazret-i Üstâd’ın menzilinden polis tarafından alınan kitaplarının bir kaç günlüğüne tahkik edilmek için alınacağı ve sonra iade edileceği belirtilerek, o günü Hazret-i Üstâd’ı zahiren ve siyaseten serbest bırakmışlardı. Üstâd kaç gün serbest kaldığını bilmemekle beraber, bu arada Hazret-i Üstâd Isparta C.Savcılığına hakikat-ı hali beyan eden bir istid’a verdi. Amma aynı hakikat olan bu dilekçesinin kanunlar muvacehesinde nazara alınarak

Yükleniyor...