dindarane, kardeşane pek sıcak, çok hararetli hizmet ve hareketlerini; körlüklerinden, kalbsizliklerinden, nâmertliklerinden ve tinetsizliklerinden bir siyasî hareket ve faaliyet şeklinde iftiralı yorumlarl

hükûmete ve hükûmet içine sızmış gizli farmason komite mensublarına durmadan raporladılar. Hükûmeti evhama boğdurup fuzulî ve boş, adeta delice hareket etmesine sebebiyet verdiler.

Üstâd Hazretleri, gerçi Eskişehir hadisesinde yaptığı mahkeme müdafaalarında, “Isparta muhbirleri veya münafık muhbirler” tabirlerini bilahare Isparta’daki çok kıymettar, hamiyetkâr talebelerinin hatırı için ta’dil etmiş, umumi bir tabirle değiştirmiştir. Lâkin hadisenin başlangıcında Ispartanın beceriksiz belki kasıtlı MıT muhbirleri, ya münafıklıklarından veya aczlerinden habbeyi kubbe yaparak meseleyi yalandan, iftiradan mürekkeb sözlerle şişirmişler ve yanlış değerlendirmelere sebebiyet vermişlerdi.

Eskişehir Hadisesinin Başlangıcı

Hadise, az yukarda da kaydedildiği veçhile, bir plân dahilinde farmason zındıklar tarafından hazırlığı yapılmış, bahane faslına gelince de; Isparta’nın Eğridir kazasında, Risale-i Nurla biraz alâkadar yarı meczub bir zatın bir jandarnıa çavvşuyla yaptığı cüz’î ve hususî bir ağız münakaşası vesile edilerek, memleket çapında bir siyasî hareket varmış gibi renk verilmiş ve taharrilere girişilmiştir. Gerek MıT, gerekse yerli münafık muhbirleri iş birliği ile; ilk önceleri genişçe bir tarama hareketiyle, bir çok masum insanın isim ve adresleri tesbit edilmişti. Yani tuzak ve plân serilmiş ve kurulmuştu. Hazret-i Üstâd bunu hissediyordu. Lâzım gelen ihtiyat tedbirlerini almıştı ve almaktaydı. Lâkin çare yoktu, zendaka komitesi hadiseyi plânladıkları gibi mutlaka ihdas edeceklerdi.. Ve nitekim de ettiler.

Üstâd Bediüzzaman’ın Menziline Baskın

Üstâd’ın menziline bilfiil henüz baskın işi yapılmamışken, 1935 senesi Kurban bayramı olan 16 Nisan gününde, Hazret-i Üstâd, zahirde görülmiyen fakat dalâlet ehlinin perde altında hazırlamakta oldukları ve tüm hareketlerinin gizliden gizliye nezaret altında tutulduğunu ve saire.. geniş plânlarını sezmiş ve hissetmişti. Bunun için zaman zaman hiç bir şey yokken hiddetlenir, talebelerini tedbirli olmaları için ikaz ederdi. Hatta kurban bayramında kimseyle görüşemiyeceğine dair bir iki satırlık yazı yazdırarak kapısına astırmıştı. Yazı aynen şöyledir:

“Kalben rahatsız olduğum dolayısıyla, Kurban Bayramında Süleyman Efendi, şamlı Hafız Tevfik, Abdullah Çavuş ve Mustafa Çavuş’tan

Yükleniyor...