Yemesi İçmesi

Bu hususta, yine merhum Sıddık Süleyman’dan aldığımız malûmata göre, Hazret-i Üstâd’ın Barla hayatında yemesi ve içmesi, çok sade ve ucuz, fakat mugaddî ve safî olup, iktisadın zirvesinde olarak devam etmiştir. Barla’daki hayatında bu böyle olduğu gibi, Kastamonu ve Emirdağı’nda da aynı şekilde cereyan etmiştir. Yediği şeyler, sade ve basit, fakat besleyici ve temiz ve taze şeylerden olurdu. Bir öğünlûk yemeğine, çok az taze fındık kadar bir tereyağı.. Taze inek yoğurdu, taze günlük yumurta, çok az pirinç veya şehriyeden çorba yapar veya yaptırır yerlerdi. ıyi zeytin yağını da kullanırdı. Günde bir iki defa da açık çaydan bir iki bardak içerlerdi.

Barla’da onun bu çorbası, ilk başlarda onun ilk mihmandarı olan merhum Muhacir Hafız Ahmed Efendi’nin evinde yapılır gelirdi. Bazen de kendileri çorbasını hazırlarlardı. Daha sonraki yıllarda, bazen talebesi Abdullah Çavuş’un evinde, bazen de Sıddık Süleyman’ın evinde hazırlanır gelirdi.

Talebelerinin evlerinde yapılıp gelen yemeklerinin temel maddelerini veya karşılığını mutlaka kendisi verdiği veya ödediği gibi, ayrıca da bir kaç kuruş getirme götürme ve pişirme gibi şeyler için de bazen verirlerdi.

Hediye, ne olursa olsun, karşılıksız asla kabul etmezlerdi.

Giyimi ve Temizliği

Üstâd’ın giyim ve temizliği de erişilmez biçimdedir denilebilir. Giydiği her şeyini haftada en az bir defa mutlaka yıkar, temizler veya temizlettirirdi. Giydiği şeyler hem eski-meski, hem de çok ucuz şeylerdendi. Yedi sene zarfında çamaşır, çorap ve ayakkabı gibi şeyler için sadece yedi banknot ile idare ettiğini, Onaltıncı Mektub’ta

{Mektubat, s: 748 (Omanlıca)}



kendisi beyan etmişlerdir. Hem eski olarak satın aldığı bir paltoyu da, on sene müddetinde giydiğini

{Aynı eser, s: 754. }



kaydetmişlerdir.

Van’dan sürgün olarak çıktıktan, tâ Eskişehir hapsine kadar olan on senelik hayatında, her şey dahil tüm masrafları sadece yüz banknottur.

{ Aynı eser.}



Hazret-i Üstâd’ın iç çamaşırları daima kalın Amerikan bezindendi. iç çamaşırları uzun ve geniş olurdu. Çorapları da daima beyaz pamuk ipliğinden yapılmış çoraplardı. Ayakkabıları ise, yaz kış hep mest lastiklerindendi. Ayağına giydiği şalvar, Diyarbekir tipi, hâki renk kumaştandı. Cübbesi kısa kollu aba tipi siyah bezdendi. Yakalı gömlek hayatında hiç giymemiştir. Her 15 günde bir, mübarek saç ve bıyığına kına yakarlardı. Mübarek saçları epey uzundu.

Yükleniyor...