İslâmiyet ve şeriat-ı Ahmediye; Hayat-ı içtimaiye-i beşeriye ve bilhasaa siyaset-i Osmaniye için gayet nâfi’ ve kıymettar desatir-i aliyeyi câmi’ olduğunu kabul edip, bütün kuvvetleriyle şeriat-ı Ahmediyeye taraftar idiler. O noktada Müslüman, yani iltizam-ı hak ve hak tarafdarı oldukları halde, mü’min değildiler. Demek Müslim-i gayr-ı mü’min ıtlakına istihkak kesbediyordular. şimdi ise, firenk usûlüne ve medeniyet namı altında bid’akârane ve şeriat-şikenane cereyanlara tarafdar olduğu halde; Allah’a, ahirete, Peygambere imanı da taşıyor ve kendini de mü’min biliyor. Madem hak ve hakikat olan şeriat-ı Ahmediyenin kavanînini iltizam etmiyor ve hakiki tarafgirlik etmiyor, gayr-ı müslim bir mü’min oluyor.
İmansız İslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, bilerek İslâmiyetsiz iman dahi dayanamıyor, belki necat veremiyor denilebilir.”
{Barla Lahikası, ilk baskı, Envar Neşriyat, s: 205.}
İçtimai Akideye Taalluk Eden Bir Mes’ele:
Zeydiler Hakkında
“Saniyen: Yemen İmamı olan Zeydîler seyyidi hakkındaki sualiniz hakikaten ehemmiyetli ve yümünlüdür. Fakat meymenetsiz bir zamana rastgeldi. Hem zihnim kapalı, hem hal müsaid değil, hem ve hem... Yalnız bu kadar var ki; meşhur ımam-ı Zeyd, Sâdât-ı azimeden ve eimme-i âl-i beytdendir. Ve müfrit şiaları reddeden ve deyip, Hazret-i
Ebubekir ve Hazret-i Ömer’den teberriyi kabul etmiyen ve o iki halife-i zişanı hürmet edip kabul eden bir zattır. Onun etba’ları şiaların en mu’tedili ve sünnîsidir. Bunlar hem ehl-i insaf ve hem çabuk hakkı kabul eder bir taifedir. ınşaallah Vehhabilerin tahribatını tamire sebeb oldukları gibi, ehl-i sünnet velcemaatten, Zeydilerin inhirafları dahi istikamet kesbedip ehl-i sünnete iltihak edip imtizac edecekler.
Bu ahirzaman çok çalkalanıyor.. Bu fitne-i ahirzaman acib şeyler doğuracağını ihsas ediyor...”
{Aynı eser, s: 106.}
Fıkha ve Akideye Taalluk eden:
Yedi Kebair Mes’elesi
“...Hem mektubunuzda yedi kebairi soruyorsunuz. Kebair çoktur. Fakat Ekber-ül kebair ve mûbikat-ı seb’a tabir edilen günahlar yedidir.
İmansız İslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, bilerek İslâmiyetsiz iman dahi dayanamıyor, belki necat veremiyor denilebilir.”
{Barla Lahikası, ilk baskı, Envar Neşriyat, s: 205.}
İçtimai Akideye Taalluk Eden Bir Mes’ele:
Zeydiler Hakkında
“Saniyen: Yemen İmamı olan Zeydîler seyyidi hakkındaki sualiniz hakikaten ehemmiyetli ve yümünlüdür. Fakat meymenetsiz bir zamana rastgeldi. Hem zihnim kapalı, hem hal müsaid değil, hem ve hem... Yalnız bu kadar var ki; meşhur ımam-ı Zeyd, Sâdât-ı azimeden ve eimme-i âl-i beytdendir. Ve müfrit şiaları reddeden ve deyip, Hazret-i
Ebubekir ve Hazret-i Ömer’den teberriyi kabul etmiyen ve o iki halife-i zişanı hürmet edip kabul eden bir zattır. Onun etba’ları şiaların en mu’tedili ve sünnîsidir. Bunlar hem ehl-i insaf ve hem çabuk hakkı kabul eder bir taifedir. ınşaallah Vehhabilerin tahribatını tamire sebeb oldukları gibi, ehl-i sünnet velcemaatten, Zeydilerin inhirafları dahi istikamet kesbedip ehl-i sünnete iltihak edip imtizac edecekler.
Bu ahirzaman çok çalkalanıyor.. Bu fitne-i ahirzaman acib şeyler doğuracağını ihsas ediyor...”
{Aynı eser, s: 106.}
Fıkha ve Akideye Taalluk eden:
Yedi Kebair Mes’elesi
“...Hem mektubunuzda yedi kebairi soruyorsunuz. Kebair çoktur. Fakat Ekber-ül kebair ve mûbikat-ı seb’a tabir edilen günahlar yedidir.
Yükleniyor...