“Katl, Zina, şarap, Ukuk-u valideyn (Yani kat’-ı sıla-ı rahim) kumar, yalancı şehadetlik, dine zarar verecek bid’alara tarafdar olmaktır.”

{Aynı eser, 2. baskı, s: 335.}



Gıybet ve Kazf-ı Muhsanat Mes’elesi

“ Gıybet şu ayetin kat’î hükmiyle nazar-ı Kur’ân’da gayet menfûr ve ehl-i gıybet gayet fena ve alçaktırlar: Gıybetin en fena ve en şeni’i ve en zalimane kısmı: Kazf-ı muhsanat nev’idir. Yani gözü ile görmüş dört şâhidi gösteremiyen bir insan, bir erkek veya kadın hakkında zina isnad etmek, en şeni’ bir günah-ı kebair ve en zalimane bir cinayettir. Hayat-ı içtimaiye-i ehl-i imanı zehirlendirir bir hiyanettir. Mes’ud bir ailenin hayatını mahveden bir gadırdır.

Evet, sûre-i Nur bu hakikatı o kadar şiddetle göstermiş ki, vicdan sahibini titretiyor ve tüylerini ürpertiyor:

şiddetle ferman ediyor ve diyror ki: “Gözü ile görmüş dört şâhidi gösteremiyen merdud-üş şehadettir. Ebedî şehadetlerini kabul etmeyiniz. Çünki yalancıdırlar.”

Acaba böyle kazfe cesaret eden hangi adam var ki, gözü ile görmüş dört şahidi gösterebilir. Kur’ân-ı Hakim bu şartı koşturmakla, böyle şeylerde şakk-ı şefe etmeyiniz,bu kapıyı kapayınız demektir.

tehdidiyle öyleleri münafık gibi ehl-i imanın hayat-ı içtimaiyelerini böyle işa’alar ile ifsad ediyorlar, ifade ediyor... Bilhassa böyle gıybet, ehl-i namus ve ehl-i haysiyet hakkında olsa.. ve bilhassa ehl-i ilim hakkında olsa.. ve bilhassa akıldan hariç bir tarzda olsa; mesela namuslu bir zat, kendi gayet yakışıklı, her cihetle mükemmel ve ailesine kemal-i i’timadı olduğu halde; hiç bir cihette ona mukabil gelemiyen ve onun hizmetkârı hükmünde ve ona nisbeten çirkince bir insan ve dünyada onların içtimaını hiç bir fıtrat ve vicdan kabul etmediği bir surette o biçare ailesini o surette gıybet etmek, bu nevi gıybetin en şeni’dir.

Böyle eşna’ gıybetin sebebi, olsa olsa; insanın dest-i ihtiyarında olmıyan bir muhabbet vasıtasıyla, yine kadınların kıskançlığından ve habbeyi kubbe görüp ve kendi iffetini göstermekle başkasını ittiham etmek

Yükleniyor...