Ve aha bu mevzuda bir çok örnek verebiliriz. Lâkin meselenin anlaşılmasına kifayet ettiği için kısa kesiyoruz
Dördüncü KIısmın Üçüncü Mes’elesi
(Nur risalelerinin te’lif tarihlerine göre sıralanmaları)
Birkaç defa, bu kitapta mevzuda bahis olduğu vechile; Nur risalelerinin telif sıraları, şimdi elimizde mevcut Sözler, Mektubat, Lem’alar, ve şualar’ın diziliş ve tertiblerine, sıraya göre te’lifi yapılmamıştır. Mevcud tanzim ve tertib, te’liflerinden bir müddet sonra yapılmıştır. Te’lif edilen risalelerin mevzu’ ve ehemmiyetine göre makamlarına -manevî ihtarlarla- yerleştirilmiştir. Az üst tarafta, bu tanzim ve tertibin de, te’lifi gibi ilham ve sünûhatların maneviî emriyle olduğu örneklerle gösterilmiştir.
Nasıl ki, Kur’ân-ı Azimüşşan’ın nüzûlü tamamlandıktan sonra, onun mevcud tertib ve tanzimi yine vahye istinaden peygamberimiz tarafından yapılmış ve bu tertib ve tanzim sûrelerin nüzûl sırasına göre olmamıştır. Mesela Kur’ân’dan en evvel nazil olan “ıkra’ sûresi, mushaf tertibi itibariyle Kur anın en son cüz’ünün ahirlerine dercedilmiştir. Hatta Mekkî ve Medenî surelerin Kur’ân’da dizilişleri dahi, nüzûl tertibi sırasına göre değil, belki mevcud tanzim bilâhare vahye dayanan bir emre göre yapıldığı rivayet edilmiştir.
Öyle de: Eğer tabiri caiz olursa, Risale-i Nurların tertib ve tanzimi de buna yakın bir tarzda, (amma bununki sünûhat ve ilhamların manevî emir ve işaretleriyle) yapıldığına pek çok vesikalar, şâhidler vardır. Nitekim bazı belgelerini de gösterdik.
Nur Risalelerinin telif tarihleri meselesine gelince:
Bizim bilmediğimiz bir hikmete binaen, Hazret-i Üstâd te’lif ettiği risalelere, yazdığı mektuplara hiç bir zaman tarih koymamış ve kullanmamıştır. Onun için günü gününe Risalelerin te’lif tarihlerini bulmamıza imkân yoktur. Lâkin seneler itibariyle bazı ip uçlannı da bulmak mümkün... Bunu da yine Hazret-i Üstâd’ın çeşitli sebeb ve vesilelerle, bazı gaybî işaretler veya müdafaalar vesilesiyle tesbit ettiği bazı tarihlerden söz etmiş ve kaydetmiştir. Bizim bu hususda yegâne merciimizde o tesbitlerdir.
şimdi bu mevzuda ilk önce Nur risalelerinde geçen bazı ifade ve beyanların küllî ve umumilerinden birkaç örnek verdikten sonra, bulabildiğimiz kadarıyla, tek tek risalelerin te’lif senelerini ve hangisi hangisinden evvel ve sonra te’lif edildiğini gösterir bir cedvel sunmaya çalışacağız.
Dördüncü KIısmın Üçüncü Mes’elesi
(Nur risalelerinin te’lif tarihlerine göre sıralanmaları)
Birkaç defa, bu kitapta mevzuda bahis olduğu vechile; Nur risalelerinin telif sıraları, şimdi elimizde mevcut Sözler, Mektubat, Lem’alar, ve şualar’ın diziliş ve tertiblerine, sıraya göre te’lifi yapılmamıştır. Mevcud tanzim ve tertib, te’liflerinden bir müddet sonra yapılmıştır. Te’lif edilen risalelerin mevzu’ ve ehemmiyetine göre makamlarına -manevî ihtarlarla- yerleştirilmiştir. Az üst tarafta, bu tanzim ve tertibin de, te’lifi gibi ilham ve sünûhatların maneviî emriyle olduğu örneklerle gösterilmiştir.
Nasıl ki, Kur’ân-ı Azimüşşan’ın nüzûlü tamamlandıktan sonra, onun mevcud tertib ve tanzimi yine vahye istinaden peygamberimiz tarafından yapılmış ve bu tertib ve tanzim sûrelerin nüzûl sırasına göre olmamıştır. Mesela Kur’ân’dan en evvel nazil olan “ıkra’ sûresi, mushaf tertibi itibariyle Kur anın en son cüz’ünün ahirlerine dercedilmiştir. Hatta Mekkî ve Medenî surelerin Kur’ân’da dizilişleri dahi, nüzûl tertibi sırasına göre değil, belki mevcud tanzim bilâhare vahye dayanan bir emre göre yapıldığı rivayet edilmiştir.
Öyle de: Eğer tabiri caiz olursa, Risale-i Nurların tertib ve tanzimi de buna yakın bir tarzda, (amma bununki sünûhat ve ilhamların manevî emir ve işaretleriyle) yapıldığına pek çok vesikalar, şâhidler vardır. Nitekim bazı belgelerini de gösterdik.
Nur Risalelerinin telif tarihleri meselesine gelince:
Bizim bilmediğimiz bir hikmete binaen, Hazret-i Üstâd te’lif ettiği risalelere, yazdığı mektuplara hiç bir zaman tarih koymamış ve kullanmamıştır. Onun için günü gününe Risalelerin te’lif tarihlerini bulmamıza imkân yoktur. Lâkin seneler itibariyle bazı ip uçlannı da bulmak mümkün... Bunu da yine Hazret-i Üstâd’ın çeşitli sebeb ve vesilelerle, bazı gaybî işaretler veya müdafaalar vesilesiyle tesbit ettiği bazı tarihlerden söz etmiş ve kaydetmiştir. Bizim bu hususda yegâne merciimizde o tesbitlerdir.
şimdi bu mevzuda ilk önce Nur risalelerinde geçen bazı ifade ve beyanların küllî ve umumilerinden birkaç örnek verdikten sonra, bulabildiğimiz kadarıyla, tek tek risalelerin te’lif senelerini ve hangisi hangisinden evvel ve sonra te’lif edildiğini gösterir bir cedvel sunmaya çalışacağız.
Yükleniyor...