Biz taaccub edip şaşırdık. şu misali verdi: “Kangıren olmuş bir kolu kesmek şer değil hayırdır. Çünki kol kesilmezse, vücud gidecek. Demek Allah bu şerri hayır için yaratmıştır.”

Sonra, doktor ile eczacıya dönüp: “Siz doktor ve eczacısınız, bunları daha iyi bilirsiniz” deyince, eczacı kireç gibi bembeyaz oldu. Hiçbir kelime konuşamıyordu. Üstâd başka bir temsil söyledi: “Bir hindinin altına yumurta konsa ve bu yumurtaların bir kaç tanesi bozulsa, diğerlerinden hindiler çıksa, “Bu iş şer oldu” denilir mi? Çünki yumurtadan çıkan her hindi, beşyüz yumurta kıymetindedir.” sonra kalbin tıbbî izahını yaptı. Geniş ilmî bilgiler verdi.

Birkaç gün sonra, Dr. Kemal Bey bana: “Ben kalbin bu kadar güzel ilmî bir izahını profesörlerden bile işitmemişim.” dedi.

(Son şahitler-4, Sh. 300)

Başka Bir Hatıra

Barlalı Bahri Çağlar Ağabey demişki: “Bir gün Üstâd’a, (Barla’ya) Afyon tarafından elleri bağlı deli bir çocuk getirmişlerdi. Ellerini çözünce insanlara saldırıyormuş. Hz. Üstâd, çocuğu getirenlere sordu: “Niçin ellerini bağlamışsınız? Çözün ellerini” dedi. Çocuğun ellerini çözdüler. Çocuk gayet sâkin, uslu durdu ve şifa buldu.”

(Son şahitler-5 , Sh. 75)

Yükleniyor...