Merhum Ahmed Hamdi Efendi’den iki Rivayet ve Nakil

1- Hazret-i Üstâd’ın yakın talebelerinden Abdullah Yeğin Ağabey anlattı: (2. baskıda Abdullah Yeğin Ağabey hatırasını ufak bazı düzeltmelerle tashih etti.)

“Biz 1948 veya 49’da, birkısım üniversite talebeleriyle Ahmed Hamdi Efendi’yi, Keçiören’deki evinde ziyaret etmiştik. Bizi kütübhanesinin bulunduğu salonda kabul etti. Üstâd Bediüzzaman hakkında bazı şeyler sormak istedik. Bunun üzerine Ahmed Hamdi Efendi konuşmaya başladı: “Ben size Bediüzzaman Hazretlerinin nasıl bir âlim, nasıl harika bir zekâya sahip olduğunu şöyle kısaca anlatayım” diyerek kütübhanesinden kalın cildli iki kitabi göstererek dedi ki: “Bu kitabı görüyormusunuz, işte Bediüzzaman Hazretleri bu iki kitabı iki kere okusun, hepsini ezber edebilecek harika bir hafızaya, o nisbette de zekâya mâlik ve sahiptir.” dedi.. ve bize: “Risale-i Nurları hiç çekinmeden okuyunuz, yegâne okunacak eserdir. Ancak zaman naziktir.” diye tavsiyede bulundu.

2- Kastamonu’da Üstâd Bediüzzaman’ın komşusu şevket isminde bir tüccar ile Merhum Ahmed Hamdi Efendi arasında cereyan etmiş bir hadise ve hatırayı rivayet eden Tillolu Merhum Tahsin Efendi’dir. Tahsin Efendi, Üstâd Hazretleri’yle Kastamonu’da tanışmış, bazı hizmetlerinde ve Nurlar’ın yazı işinde bulunmuş bir zattır... şöyle anlattı:

Üstâd’ın ev komşusu olan tüccar şevket Efendi, komşu olduğu halde Hazret-i Üstâd’ın ziyaretine hiç gelmemiş ve görüşmemişti. Bu zat bir ara İstanbul’a ticari iş için gitmiş, oradan da bir kaç günlüğüne Yalova’ya teneffüs kastıyla gitmiş. Yalova’daki bir otelin bir odasına kalabalık insanların girip çıktığını görmüş. “Burada ne var” diye sormuş. Aksekili Ahmed Hamdi Efendi’nin o odada misafir olduğunu söylemişler. Kendisi de, gideyim ben de bir ziyaret edeyim demiş, varmış elini öpmüştür. A. Hamdi Efendi hemen kendisinin nereli olduğunu sormuş. O da “Kastamonuluyum” der demez, Hamdi Efendi kendisine yer göstermiş ve oturmasını söylemiştir. Ziyaretçiler biraz azalınca, Ahmed Hamdi Efendi tüccar şevket Efendi’ye: “Kastamonu’da çok büyük bir zat vardır, sen onunla görüştün mü?” diye sormuş.

şevket Efendi ise; “O zat benim ev komşum olduğu halde, maalesef hiç görüşemedim.” demesi üzerine, Ahmed Hamdi Efendi ona: “Hata etmişsin, çok hata etmişsin!.” Diyerek, Hazret-i Üstâd’ın yüce kemalâtını lâyık olduğu veçhiyle sena etmeye başlamış ve tekrar şevket Efendi’ye dönerek: “Bediüzzaman gibi bir zat Kastamonu’da, üstelik ev komşun olsun da görüşmezsin!” şeklinde sitem etmiştir.

Bunun üzerine şevket Efendi, Kastamonu’ya döner dönmez, ilk işi beni

Yükleniyor...