ezelî muhkem istinat noktalarını göstermiş ve ispat etmiş olmakla; mezkûr vazifeleri ve tecdid ve ihya görevini gerçekten yaptığına şüphe kalmamıştır. İslâm Âlemi’nin dinî büyük şahsiyetleri de o hakikatı kabul ve tasdik etmişlerdir.
Nitekim bu kitabın üst taraflarında bazı nümuneleri geçtiği gibi, biraz ileriki sahifelerinde de Hazret-i Bediüzzaman’ın gerçek bir din mücahidi, bir hakikat allâmesi, bir maneviyat rehberi ve müstakim bir hidayet önderi olduğunu i’tiraf etmişler ve etmektedirler.
Risale-i Nur eserleri, sadece ilim açısından akıllara maddi te’sirler yapıyor değildi. Belki onun asıl hakikî te’siri ve câzibedar cemali ve mıknatıs gibi vicdanları teshir eden ve ateşlendiren, şevk ve hareket veren şey; ondaki Nur ve ruh mesabesinde olan samimi ihlâsı ve Kur’ân’a berrak cam gibi ayine olmasıyla; manevî dalgalar halinde ehl-i imanın hem akıllarında, hem kalblerinde, hem vicdanlarında, hem de hissiyatlarında büyük büyük, vecidler ve te’sirler icra ediyordu.
Bu ahirki hakikata da Hazret-i Üstâd, Yirminci Lem’a olan İhlâs Risalesi’nde şöyle işaret etmiştir:
“...Evet, kuvvet hakta ve ihlâsta olduğuna bir delil, şu hizmetimizdir. Bu hizmetimizde bir parça ihlâs, bu davayı ispat eder ve kendi kendine delil olur. Çünki yirmi seneden fazla kendi memleketimde ve İstanbul’da ettiğimiz hizmet-i ilmiye ve diniyeye mukabil, burada yedi-sekiz senede yüz derece fazla edildi. Halbuki kendi memleketimde ve İstanbul’da, burada benimle çalışan kardeşlerimden yüz, belki bin derece fazla yardımcılarım varken; burada ben yalnız, kimsesiz, garib, yarım ümmî, insafsız me’murların tarassudat ve tazyikatleri altında yedi sekiz sene sizinle ettiğimiz hizmet; yüz derece eski hizmetten fazla muvaffakiyeti gösteren manevi kuvvet; sizlerdeki ihlâstan geldiğine şüphem kalmadı. Hem i’tiraf ediyorum ki: Samimî ihlâsınızla; şan ve şeref perdesi altında nefsimi okşayan riyadan beni bir derece kurtardınız.. İnşaallah tam ihlâsa muvaffak olursunuz, beni de tam ihlâsa sokarsınız...”
{Lem’alar, s: 151.}
Hazret-i Üstâd’ın bu son derece samimi ifadeleriyle; ilk nur talebelerinin, bilhassa Isparta ve civarı samimi insanlarının büyük bir payesi ve şerefi vardır.
Nitekim bu kitabın üst taraflarında bazı nümuneleri geçtiği gibi, biraz ileriki sahifelerinde de Hazret-i Bediüzzaman’ın gerçek bir din mücahidi, bir hakikat allâmesi, bir maneviyat rehberi ve müstakim bir hidayet önderi olduğunu i’tiraf etmişler ve etmektedirler.
Risale-i Nur eserleri, sadece ilim açısından akıllara maddi te’sirler yapıyor değildi. Belki onun asıl hakikî te’siri ve câzibedar cemali ve mıknatıs gibi vicdanları teshir eden ve ateşlendiren, şevk ve hareket veren şey; ondaki Nur ve ruh mesabesinde olan samimi ihlâsı ve Kur’ân’a berrak cam gibi ayine olmasıyla; manevî dalgalar halinde ehl-i imanın hem akıllarında, hem kalblerinde, hem vicdanlarında, hem de hissiyatlarında büyük büyük, vecidler ve te’sirler icra ediyordu.
Bu ahirki hakikata da Hazret-i Üstâd, Yirminci Lem’a olan İhlâs Risalesi’nde şöyle işaret etmiştir:
“...Evet, kuvvet hakta ve ihlâsta olduğuna bir delil, şu hizmetimizdir. Bu hizmetimizde bir parça ihlâs, bu davayı ispat eder ve kendi kendine delil olur. Çünki yirmi seneden fazla kendi memleketimde ve İstanbul’da ettiğimiz hizmet-i ilmiye ve diniyeye mukabil, burada yedi-sekiz senede yüz derece fazla edildi. Halbuki kendi memleketimde ve İstanbul’da, burada benimle çalışan kardeşlerimden yüz, belki bin derece fazla yardımcılarım varken; burada ben yalnız, kimsesiz, garib, yarım ümmî, insafsız me’murların tarassudat ve tazyikatleri altında yedi sekiz sene sizinle ettiğimiz hizmet; yüz derece eski hizmetten fazla muvaffakiyeti gösteren manevi kuvvet; sizlerdeki ihlâstan geldiğine şüphem kalmadı. Hem i’tiraf ediyorum ki: Samimî ihlâsınızla; şan ve şeref perdesi altında nefsimi okşayan riyadan beni bir derece kurtardınız.. İnşaallah tam ihlâsa muvaffak olursunuz, beni de tam ihlâsa sokarsınız...”
{Lem’alar, s: 151.}
Hazret-i Üstâd’ın bu son derece samimi ifadeleriyle; ilk nur talebelerinin, bilhassa Isparta ve civarı samimi insanlarının büyük bir payesi ve şerefi vardır.
Yükleniyor...