cadde-i kübralığının çok kısa bazı izahlarını yapmaya çalışacağız. Fazla uzatılmaması için tafsilata girişmeyeceğiz.

Mevzua girmeden önce, şunu ehemmiyetle kaydetmeliyiz ki; Risale-i Nur’un mesleği, yani Nur’un ve müellifinin hizmet, hareket ve manevî cihadının topyekün umumî tezahürü; Kur’ân’ın, İslâm’ın iman ve akidesinin ana temelleri ve büyük erkân ve esasları.. ve Sahabe ve Selef-i Salihin’in en çok üzerinde titredikleri ve muhafazalarına çalıştıkları olan Kur’ân ve iman ve İslâm’ın küllî prensiblerinin muhafızlığı, nöbettarlığı, kalacılığı ve hüşyar bekçiliği olarak görünmektedir. Aynı zamanda, İslâm’ın ruhuna en çok aşina olan Sahabe ve Selef-i Salihin’in ubudiyet, ihlas ve tefekkür mesleklerinin bu zamanda en doğru ve en berrak bir ifadesi ve bir ikamesidir. Hem, iman cihetinden akıl ve tefekkür itibariyla; İslâm ve iman ve Kur’ân’ın yüzer tılsımlarının keşşafı, hallalı ve mübeyyinidir.

Evet, nurların ve müellifinin hizmet ve hareket ve mesleğinin topyekûn olarak huviyet ve mahiyeti yegane ve hedefi böyle olduğu gibi; umumî, yarı umumi ve hâs olarak onun üç çeşit irşad ve terbiye metodlarını da beraber muhtevidir. Biz bu üç tarz irşad ve terbiye metodlarından çok kısa ifadelerle bazı taraflarını göstermeye çelışacağız.

1- Umuma bakan irşad ve terbiye sistemi: Bunun izahı iki tarzda olabilir.

A- Alem-i İslâm’ın çeşitli meslek ve meşrebler ehli ulema ve maşayıhıyla ve ayrıca, ehl-i iman olan müslüman cemaatleri ve ferdleriyle samimi uhuvvet içinde bulunmak, münakaşaya sebep olacak teferruata dair meseleleri deşmemek ve konuşmamak.. ve bütün hak tarikatların esas mesleklerini hak tanıyarak, hususî veya bid’at sayılabilen işlerine ilişmemek.. ve geçmişteki ve şimdiki ulema ve meşayıhına karşı edep ve hürmet içinde olmak.. ve hususî iş ve meselelerde kimseyi tenkid etmemek... ancak şu da vardır ki; İslâm alemi içindeki ayrı ayrı meşreb ve meslekler erbabı olan zatların, tefrikaya, ihtilafa ve dolayısıyla parçalanarak za’fiyete düşmemelerini ve çok gayret ve himmet bekliyen İslâm’ın hizmetlerine el birliğiyle sarılmalarını ve Kelimetullah’ı i’la için birlik ve uhuvvet ve samimi tesanüd ve ihlas içinde bulunmalarını -emr-i bil ma’ruf cihetinde- ihtar eden dersleri, ikaz ve irşadları da vardır. Mesela “Uhuvvet Risalesi, 20. Lema- İhlas Risalesi ve Hücumat-ı Sitte Risalesi” gibi dersler...

İşte Bediüzzaman Hazretleri kendi hayat ve fiiliyatında bu tarzı - Risaleleri’nde yazdığı gibi- aynen de yaşamıştır. Hatta bidatlı hallere dokunan bazı risalelerini umumi neşirden kaldırmasıda bunun delilidir.

B- Risale-i Nur dairesi ile teması ve dostluğu olan ehl-i iman müslümanlara karşı gayet şefkat ve müsamaha içinde muamelelerde bulunup;


Yükleniyor...