Üstâd Bediüızaman Hazretleri Barla’da bulunduğu müddet zarfında, bir kaç tane nahiye müdürünün el değiştirdiği fehmediliyorsa da, 1931 yılında muallim Tevfik Tığlı ile beraber Barla’ya tayinleri yapılan Nahiye müdürü Cemal Can’ın hatıralarında ise; kendisinin 1931 yılından 1936 yılına kadar Barla’da kaldığını söyler.

{Son şahitler-1 “2 Baskı” s: 206.}



şimdi de Hazret-i Üstâd’ın Barla’da ta’mir ettirmiş olduğu hususî mescidine üç defa taarruz hadiselerine dair bizzat Üstâd’ın beyanlarından bazı parağraflar alıyoruz:

“Mescidimize iki defa taarruz edildi. Ahirki defada kapadılar. Ondan iki veya üç sene mukaddem, yine mübarek bir misafirin gelmesiyle gayet vahşiyane ve zalimane tecavüz edildiği için, her taraftan benden sual edildi...”

{ Osmanlıca fihrist Risalesi, s: 73.}



Buna göre, Hazret-i Üstâd’ın mescidine yapılan son taarruz hadisesi 1933’ün son aylarında veya 934’ün ilk aylarında olmuştur. İlk ve birinci taarruz hadisesinde, ihtiyar bir misafirin gelmesiyle, Hazret-i Üstâd ona mescid içinde Lâilaheillallah tevhid kelimesinin dakik bir nüktesini ders vermekte iken, bizzat eski nahiye müdürünün gelip müdahale etmesiyle vuku’ bulmuş ve bu tarih 1929’da olduğu anlaşılmaktadır.

{Osmanlıca Sikke-i Tasdik, s: 75.}



İkinci taarruz hadisesi ise: 1932 veya 33’te bir cuma gecesinde, Burdur’dan misafır gelen eski şarklı muhacirlerden şebab isminde Üstâd’ın bir hemşehrisinin yanına camiye gelmesi üzerine, müdür Cemal Can, jandarmalar göndererek, cami içinde misafiri yakalayıp getirmelerini emretmiş. Fakat jandarmalar namazın tesbihatı sonuna kadar bekledikleri için, müdür bey öfkelenmiş, arkalarından kır bekçisini de göndermiş.. Nihayet masum misafiri alıp karakola getirmişler. Bu hadise dahi Üstâd Hazretleri’ni çok fazla rencide etmiş ve ziyadesiyle üzmüştür. İzzet-i imaniyesi galeyane gelmiş ve hadisenin zendeka hesabına zulümlü, keyfi, küfrî tecavüz şeklini Yirmi Sekizinci Mektub’un Dördüncü Mes’elesi’nde şiddetli bir şekilde dile getirmiştir.

Üçüncü taarruz hadisesinin ise, 1934 baharında vuku’ bulduğu anlaşılmaktadır. Amma bu defaki taarruzda, onun hususi mescidini kapatmak ve kapısını mühürlemek suretinde zuhûr etmiştir. Ayrıca da bu tarihten itibaren hariçten gelen hiç bir ziyaretçiyi yanına gelmesine müsaade etmemişler ve nihayet bir kaç ay sonra, Hazret-i Üstâd’ı Barla’dan alıp, Isparta merkezine nakletmişlerdir.

{Mektubat, Sözler Yayınevi, s: 370}



Yükleniyor...