gönderilen mektup ve risaleler evvelâ Eğridir yoluyla ona gelir. O da kar-kış demeden, aynı günde bunların bir suretini İslâm Köyü’nden Hafız Ali Efendi’ye ulaştırırdı. Bu yüzden kendisine Hazret-i Üstâd tarafından “Santral Sabri” yahut da “Nur İskele Nazırı Sabri” ünvanları verilmiştir.
Bu zat Risale-i Nur ve Üstâd’ı Bediüzzaman hakkında telâkkî ve hissiyatını ifade eden pek çok mektuplar yazmıştır. Biz bütün bunların içinden sadece bir iki nümune almakla iktifa ediyoruz.
Bir mektubunun bir parçası şöyledir:
“Müşrik ve münkirleri mağlub ve ilzam eden ve son sistem malzeme-i cihadiye-i vahdaniyyeyi havî ve cami’, kuvvet ve resaneti çelik, kıymet ve ehemmiyeti elmas ve cevahir ve akik bir kal’a-misal olan Otuzuncu Söz’ün istinsahına muvaffak oldum.”
{Barla Lahikası,s:27.}
İkinci bir mektubundan: “Sözler namında olan bahr-i muhit-i nurda iki seneyi mütecaviz bir zamandan beri seyr ü seyahatımın semere ve neticesini görüp bilmek hususunda, şimdiye kadar zemin ve zaman müsaid olmadığından sermaye-i ticaretimin ne derecelere çıktığında, daha doğrusu bir ticaret edinebildim mi, yoksa edinemedim mi; mütereddid ve mütehayyir idim. Hamden-lillah bu şehr-i rahmet ve mağfirette, inayet-i Rabbaniye ve muvanet-i Peygamberiye ve da’avat-ı Üstâdaneleri berekâtiyle sermaye-i ilmiye-i evveliye-i bendeganemin yüzde doksan dokuz derece yükseldiğini fehmettim. O menabi-i ilmiye ve temsilât-ı hakikiye, meclislerimi o kadar tezyin ve tenvir etmektedir ki; arz etmekten acizim...
Beşerin pek ziyade ayağını kaydıran şu asırda, gayetle harika ve fevkalhad cihazat ve malzemeyi neşreden Nur fabrikasından her nevi techizatı almak farz olduğunu bilip, her türlü sena, sitayişe bihakkın seza ve lâyık bulunan ve hiç bir suretle riyaya hamli imkânsız olan müessese sahib-i a’zamına ne derecelerde îfay-i şükrân ve arz-ı minnattarî eylesem, yine hakkiyle vazife-i zimmetimi eda etmiş olamıyacağım efendim:
Sabri”
{Aynı eser,s:28.}
Üstte arz ettiğim veçhile, Sabri Efendi’nin bu takrizleri pek çoktur. Meraklıları Barla Lahikası kitabına havale ederek bu iki kısa nümune ile iktifa ediyoruz.
Merhum Santral Sabri Efendi’nin takrizlerini buraya kaydetmemiz münasebetiyle bir iki hatırasını da bu makamda dercetmeyi münasip gördük.
Birinci Hatırası: Bizzat Tahirî Mutlu Ağabey’den şöyle dinlemiştik. Tahirî Ağabey de Merhum Santral Sabri’den dinlediğini anlattı:
Bu zat Risale-i Nur ve Üstâd’ı Bediüzzaman hakkında telâkkî ve hissiyatını ifade eden pek çok mektuplar yazmıştır. Biz bütün bunların içinden sadece bir iki nümune almakla iktifa ediyoruz.
Bir mektubunun bir parçası şöyledir:
“Müşrik ve münkirleri mağlub ve ilzam eden ve son sistem malzeme-i cihadiye-i vahdaniyyeyi havî ve cami’, kuvvet ve resaneti çelik, kıymet ve ehemmiyeti elmas ve cevahir ve akik bir kal’a-misal olan Otuzuncu Söz’ün istinsahına muvaffak oldum.”
{Barla Lahikası,s:27.}
İkinci bir mektubundan: “Sözler namında olan bahr-i muhit-i nurda iki seneyi mütecaviz bir zamandan beri seyr ü seyahatımın semere ve neticesini görüp bilmek hususunda, şimdiye kadar zemin ve zaman müsaid olmadığından sermaye-i ticaretimin ne derecelere çıktığında, daha doğrusu bir ticaret edinebildim mi, yoksa edinemedim mi; mütereddid ve mütehayyir idim. Hamden-lillah bu şehr-i rahmet ve mağfirette, inayet-i Rabbaniye ve muvanet-i Peygamberiye ve da’avat-ı Üstâdaneleri berekâtiyle sermaye-i ilmiye-i evveliye-i bendeganemin yüzde doksan dokuz derece yükseldiğini fehmettim. O menabi-i ilmiye ve temsilât-ı hakikiye, meclislerimi o kadar tezyin ve tenvir etmektedir ki; arz etmekten acizim...
Beşerin pek ziyade ayağını kaydıran şu asırda, gayetle harika ve fevkalhad cihazat ve malzemeyi neşreden Nur fabrikasından her nevi techizatı almak farz olduğunu bilip, her türlü sena, sitayişe bihakkın seza ve lâyık bulunan ve hiç bir suretle riyaya hamli imkânsız olan müessese sahib-i a’zamına ne derecelerde îfay-i şükrân ve arz-ı minnattarî eylesem, yine hakkiyle vazife-i zimmetimi eda etmiş olamıyacağım efendim:
Sabri”
{Aynı eser,s:28.}
Üstte arz ettiğim veçhile, Sabri Efendi’nin bu takrizleri pek çoktur. Meraklıları Barla Lahikası kitabına havale ederek bu iki kısa nümune ile iktifa ediyoruz.
Merhum Santral Sabri Efendi’nin takrizlerini buraya kaydetmemiz münasebetiyle bir iki hatırasını da bu makamda dercetmeyi münasip gördük.
Birinci Hatırası: Bizzat Tahirî Mutlu Ağabey’den şöyle dinlemiştik. Tahirî Ağabey de Merhum Santral Sabri’den dinlediğini anlattı:
Yükleniyor...