ve aklî eserlerle, imanın tüm hakikatlarını ispat edecek ve gizli dinsiz komitelerinin sinsi ve sistemli yaygaralarını kökünden kazıyıp tar ü mar edecek eserler te’lif etti. Yazdığı eserler, Kur’ân’ın ve imanın etrafında delinmez, kırılmaz çelikten mânevi bir sur oldu. Böylece ehl-i imanın imanlarını bütün şüphe ve vesveselerden mahfuz kıldığı gibi, inkârcı dinsizlerin gayızlı, kinli tüm plân ve projelerini akim bıraktı. Ağızlarını tıkadı. Âlemde ilim ve akıl meydanında onları hayvandan yüz derece aşağı düşürdü ve hakeza!..

Gerçi Hazret-i Üstâd yalnızdı. Maddeten eli kolu bağlıydı. Maddî hiçbir şeye de sahip değildi, garibti, fakirdi. Lâkin o, her şeyin sahibi olan Rabbine, Mevlâsına tam dayandığı için, onun Rabbi ona bu yokluklar içinde tükenmez varlıklar ihsan etti. Kur’ân’ın mânevi, nevvar ilim âleminin kapısını ona açtı. Artık o herşeyi bulmuştu. Kâinat tılsımını açmıştı. Herşeyin hakikatına aşinalık peyda etmişti. Onun Rabbi ona: “Yürü kulum!” demişti. O da, bu iman ile. Rabbinin emirleri yolunda yürüdü. Dünya dinsizlerinin tüm plânlarını Allah’ın izniyle alt-üst etti. Davası olan iman esaslarını her türlü baskı, zulüm ve işkenceye rağmen Türkiye’de biiznillah bayraklaştırdı.

İşte Hazret-i Üstâd’ın 1923 Mayıs’ında Ankara’yı terk edip, Van’a gittikten.. Ve sonra Van’dan sebebsiz olarak alınıp menfadan menfaya gezdirildikten.. Ve en son götürülüp Barla’ya iskân ettirildikten, ta 1934 yıllarına kadar; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti, filvaki’ dinsiz habis ifsad komitelerine fırsat verecek, fakat ehl-i imanın din hakkında, İslâmiyet hakkında söz hakkını ve müdafaa hukukunu bütün bütün kesecek ve kısacak olan veya belki öyle olmadığı halde, tatbikattaki hükümleri öyle görünen ve öyle tatbik edilen şu gelecek kanunları kabul etmiş, meclisten çıkarmıştı!

1- 3 Mart 1340 (16 Mart 1924) tarih ve 430 sayılı kanunla tevhid-i tedrisat kanunu... Bu kanunla din dersleri Türkiye’de tamamen kaldırılmış, Kur’ân mektepleri, dinî terbiyegâhlar büsbütün kapatılmış, yalnız okullarda felsefi dersler okutulmuş oluyordu.

2- 25 Teşrin-i Sani 1341 (8 Aralık 1925) Tarih ve 671 sayılı kanunla, şapka serpuşunun iktisası hakkındaki kanun...

3- 3 Teşrin-i Sani 1341 (14 Aralık 1925) Tarih ve 677 sayılı kanunla, Tekye ve zaviyelerin kapatılmasına.. şeyh, Halife ve mürid gibi unvanların men’ ve ilgasına dair kanun...

Bu kanunla tarikat denilen manevî, ruhî ve vicdanî ihtiyacın ve beşerin ister istemez bu manevî ihtiyaçlara muhtaç oluşunun mefhumları yasaklanmasını ve dinin bir yönüyle bazı hakikatlarının mahfazaları olan bu gibi bekçiliklerin ortadan kaldırılmasını ön görüyordu. O ise, dinsiz komitelerin işine çok iyi gelmekte idi. Ve fırsatlarınada bir ganimetti.

Yükleniyor...