âtisi, seciye-i diniye ve ahlâk-ı içtimaiye cihetinde ne şekle girecek? Elbette anlıyorsunuz!.. Bin senedenberi bu fedakâr millet bütün ruh-u canıyla Kur’ân’ın hizmetinde emsalsiz kahramanlıklar gösterdikleri halde, elli sene sonra o parlak mazisini dehşetli lekedar edecek, belki mahvedecek bir kısım nesl-i âtinin eline elbette Risale-i Nur gibi bir hakikatı verip o dehşetli sükuttan kurtarmak, en büyük bir vazife-i milliye ve vataniye bildiğimizden, bu zamanın insanlarını değil, o zamanın insanlarını düşünüyoruz...

Evet, eski terbiye-i İslâmiye’yi alan yüzde ellisi meydanda var iken, an’anat-ı milliye ve İslâmiyeye karşı yüzde elli lâkaydlık gösterildiği halde, elli sene sonra yüzde doksanı nefs-i emmareye tabi’ olup, millet ve vatanı anarşiliğe sevk etmek kuvvetli ihtimalinin düşünülmesi ve o belâya karşı bir çare taharrisi; Yirmi sene evvel beni siyasetten ve bu asırdaki insanlarla uğraşmaktan kat’iyyen men’ettiği gibi; Risale-i Nur’u, hem şâkirtlerini bu zamana karşı alâkalarını kesmiş.. Hiç onlarla ne mübareze, ne de meşguliyet yok...

Bu millet ve vatanın hakiki düşmanları Risale-i Nur’a hücum edip adliyeyi şaşırtıp; dehşetli bir haksızlığa ve adaletsizliğe sevkediyorlar. Küçük iki numunesini beyan ediyorum. Ezcümle:

Hapisteki arkadaşlarımdan, selâm-kelâmdan ibaret ve Ârabî bir Risalemin fiatı olan on banknotu buradaki bir adama gönderip, ta Isparta’da tab’ masrafını veren o nüshalar sahibine verilsin diye, mektubu yüzünden hem adliye, hem hükûmet bana sıkıntılar verip, hem vasıta olan adamı taharri etti... Bu sinek kanadı kadar ehemmiyeti olmıyan bir âdi mektubu, hem altı ay zarfında bir tek âdi muhabereyi bu kadar büyük bir mes’ele suretine getirmek, elbette adliyenin şerefine ve haysiyetine yakışmaz.

İkinci Numûne: Benim gibi garip, ihtiyar ve zaif ve beraet etmiş bir misafire; Herkesi, hatta hizmetçilerini resmen propaganda ile ondan ürkütmek, kendini perişan bir vaziyete sokmak, bu vilâyetteki hükûmetin hamiyet-i milliyesine yakışmadığından, sinek kanadı kadar mevhum bir zarara, dağ gibi ehemmiyet verip, aleyhimde resmen propaganda yapmak; “Kimin ile görüşüyor?. Ve yanına kim gidiyor?” diye herkese bir telâş vermek, hükûmetin hikmeti ve hâkimiyeti bu acib hale elbette tenezzül etmemek gerektir. Her ne ise, bu iki madde gibi, muttali’ olanlara hayret veren çok maddeler var...

{Elyazma Emirdağ-1 aslı, s: 21.}




Yükleniyor...