8- Cuma Namazı... ve bir sünnet olan sakal meselesi:

Evvelâ: Cuma’a namazı hususunda, Hazret-i Üstâd’ın mensub olduğu şâfiî mezhebine göre: “En az kırk adamın imam arkasında Fatiha okuması şartı” varken, yine de Hazret-i Üstâd bir çok zaman cuma namazına iştirak ettikleri olmuştur. Bilhassa 1949’da Afyon hapsinden sonra, bunu daha da sıklaştırdığını bütün yakın talebeleri şehadet etmektedirler. Buradaki sual ise; Üstâd’ın her zaman hiç kaçırmadan gitmediğine dair bir tenkiddir. İşte Bediüzzaman’ı dinliyoruz:

“...Risale-i Nur’un nurlarına perde çekmek, intişarına rakabet etmek için derler: “ Said Cumâ cemaatına gelmiyor?. Sakal bırakmıyor?..“

Elcevab: Ben çok kusurları kabul ile beraber derim: Bu iki meselede büyük ma’zeretlerim var.

Evvela: Ben şâfiî’yim. şâfiî mezhebinde cum’anın bir şartı, kırk adam imam arkasında fatiha okumaktır. Daha başka şartlar da var. Onun için burada bana cuma farz değil. Ben mezheb-i A’zamiyi takliden bazen sünnet olarak kılıyordum.

Saniyen: Yirmi senedir

{Hazret-i Üstâd’ın bu mektubunda; “Yirmi senedir” ifadesinden ve Emirdağ mektuplarının tertip ve sırasından anladığımıza göre, bu mektubu,1945 yılı içerisinde yazmıştır. Bu tarihten az sonra, zaten Emirdağ kaymakamı onu resmen camiye gitmekten men’ etmiştir. A.B.}



haksız olarak beni insanlarla görüştürmekten men ettikleri için, hem bu ahirde resmen dört ay evvel perde altında insanlarla temas ettirmemek için tenbihât olmuş... Hem yirmibeş senedir ben münzevi yaşadığım için, kalabalık yerlerde huzur bulamıyorum ve herkesin arkasında mezhebimce iktida edip namaz kılamıyorum.. Ve okumakta yetişemiyorum.. Ve daha fatihanın yarısını okumadan imam rukû’â gidiyor. Bizde fatiha okumak farzdır.

Sakal Meselesi İse: Bu bir sünnettir

{Sakalın sünnet olduğu bütün me’haz hadis kitaplarında yazılıdır. Misvak gibi, sünnet olmak gibi, bıyıkların ağza girmemesini muhafaza etmek gibi, koltuk altlarını ve âne yerlerini, tırnağını kesmek gibi sakal da o ayarda bir sünnettir. Mesela: Avn-ül ma’bud, şerh-i sünen-i, Ebi Davud C: 2, S: 252. keza Tuhfet-ül ahvazî bi-şerh-i cami-it tirmizi C: 8, S: 46’da yazılı olduğu gibi... A.B.}



hocalara mahsus değil.. bu millette yüzde doksan sakalszı olanların içinde küçüklüğümden beri sakalsız bulundum. Bu yirmi senedir bana resmi hücumlarda bazı arkadaşlarımın sakallarını kestirmeleriyle; Benim sakal bırakmadığım, bir hikmet bir inayet-i ilâhiye olduğunu ispat etti. Eğer sakal olsaydı, traş edilseydi; Risale-i Nur’a büyük bir zarar olurdu. Çünki ölecektim, dayanamıyacaktım.

Bazı âlimler “Sakalı traş etmek câiz değildir” muradları: Sakalı bıraktıktan sonra traş etmek haramdır demektir. Yoksa hiç bırakmıyan bir sünneti terk etmiş olur.

Yükleniyor...