için ruhsat verdiği şu yardım meselesiyle, büyük kuvvetlere bakmamanın ve alâkadar olmamanın arasındaki farkı nasıl uygulayabiliriz diye insanın aklına bir sual gelebilir?

Evvela: Ruhsatlar hakkındaki Hazret-i Üstâd’ın cüz’î ve mahallî ve sırf zulmü def’etmek maksadıyla, hem de talebeleri aracılığıyla verdiği izinlerin ve şartlı ve maslahat adına ve zaruret anına mahsus olmak üzere hatırlattığı ruhsatların tarz-ı beyanında kullanılan ma’na ve üslub ile; burada bizzat müteveccih olup bakmak ve dostluk kazanmaya çalışmak ve hulul etmek, daha doğrusu muhaliflerle iş birliği yapmak arasında, çok ama pek çok büyük fark vardır. Birbiriyle iltibas edilmesine asla imkân yoktur.

İşte şu ikinci şık meseleye dair Üstâd’ın kesin beyan ve ikazlarından bazı numuneler:

“Aziz Sıddık Kardeşlerim! Hem manevî, hem maddî birkaç cihette sorulan bir suale mecburiyet tahtında bir cevabtır:

Sual: Neden ne dahilde, ne hariçte bulunan cereyanlara ve bilhassa siyasetli cemaatlere hiçbir alâka peyda etmiyorsun?. Ve Risale-i Nur şâkirtlerini mümkin olduğu kadar o cereyanlara temastan men’ ediyorsun? Halbuki, eğer temas etsen ve alâkadar olsan, birden binler adam Risale-i Nur dairesine girip parlak hakikatlarını neşredeceklerdi. Hem bu kadar sebebsiz sıkıntılara hedef olmıyacaktın?..

Elcevab: Bu alâkasızlık ve ictinabın en ehemmiyetli sebebi, mesleğimizin esası olan ihlâs bizi men’ ediyor. Çünki, bu gaflet zamanında hususan tarafgirane mefkûreler sahibi, her şeyi kendi mesleğine alet ederek, hatta dinini ve uhrevî harekâtını da o dünyevî mesleğe alet hükmüne getiriyor. Halbuki hakaik-i imaniye ve hizmet-i Nuriye-i kudsiye kâinatta hiçbir şeye alet olamaz. Rızay-i ilâhîden başka bir gayesi olamaz. Halbuki şimdiki cereyanların çarpışmaları hengâmında bu Sırr-ı ihlâsı muhafaza etmek, dinini dünyaya alet etmemek müşkilleşmiş. En iyi çare, cereyanların kuvveti yerine, inayet ve tevfik-i ilâhîye dayanmaktır...

{Elyazma Emirdağ-1 aslı, s: 47.}



Yine aynı mealde Üstâd’ın başka bir izahı:

“Aziz Sıddık sebatkâr muhlis kardeşlerim!

Hem maddî, hem nefsim, hem benim ile temas edenler gayet ehemmiyetli benden sual ediyorlar ki; neden herkese muhalif olarak -hiç kimsenin yapmadığı gibi- sana yardım edecek çok ehemmiyetli kuvvetlere bakmıyorsun, istiğna gösteriyorsun?. Ve herkes müştak ve tâlib olduğu


Yükleniyor...