İslâmiye’de zevkini ve tesellisini arayacak vaziyete gelmiş diye Risale-i Nur’un orada tab’ına taraftar olmuştum.

{Risale-i Nurların ilk serbest tab’ işi de, başlangıçta evvela İstanbul’da değil, Ankara’da başlamasıyla, Üstâd’ın buarzularının bir manası tahakkuk etmiş oluyordu. A.B.}



Fakat şimdi anladım ki; biçare İstanbul, daha müthiş, daha fena bir tarzda siyasetlerin meydanı hükmüne geçmiş.. hatamı anladım.

Evet, lüzumsuz, zararlı âfakî siyasetlere bulaşmış, meşgul olmuş, menhus zevkleri içinde almaya başlamış ve her maksadın fevkinde siyasetle meşgul olmuş bir kafa; hakiki ve bâki ezvak-ı imaniye ve hakaik-i Kur’âniye’yi elbette sâfî ve halis bir tarzda alamaz, hazmetmez.

{Elyazma Emirdağ-1 aslı, s: 166.}



“...Otuzüç ayat-ı Kur’âniye’nin işaretiyle ve İmam-ı Ali’nin üç keramet-i gaybiyesiyle ve Gavs-ı A’zam’ın kat’î ihbarıyla tahakkuk etmiş olan Risale-i Nur’un siyasetle alâkası yoktur. Fakat Küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan anarşilik ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasiyla bozar, reddeder... Emniyeti ve asayişi, hürriyeti ve adaleti temin eder...

{Aynı eser, s: 186.}



“...şimdilik asabiyetle hâricî ve dahilî cereyanların mücadeleleri içinde dahiliye vekilini mahkemeye vermeye dair pek kuvvetli açık mektubun gazeteye ve makamata verilmemesi isabettir...

{Aynı eser, s: 261.}



“Salisen: İstanbul’daki Amerikan Sefiri vasıtasıyla Amerika’daki Müslüman hey’etine Zülfikâr’ı ve bir Asa-yı Musa’yı göndermesini istiyen o dostumuz ve kardeşimize deyiniz ki; sefirlerin kafası siyasetle meşgul olduğundan ve Risale-i Nur’un siyasetle alâkası olmadığından, siyasî bir kafa çabuk takdir edemez. Hem Risale-i Nur müşterileri aramaz... müşteriler onu aramalı ve yalvarmalı. Amerika, buranın en küçük bir havadisini merakla takib ettiği halde, buranın en büyük bir hadisesi olan Risale-i Nur’u elbette arayacaktır...

Bundan sonra her meselemizde emir, Risale-i Nur’un şahs-ı manevisini temsil eden hâs şâkirtlerinin ve sizlerindir. Benimde şimdi bir reyim var ...

{Elyazma Emirdağ-1 aslı, s: 387.}



“Aziz Kardeşim, senin mektubunu iyi gördüm. Fakat şimdiki gazeteciler ve baştakiler bu hakikatları tam takdir edemiyorlar. Hem Risale-i Nur yalvarmaz. Onlar yalvarmalı ve kıymetini takdir edip müşteri olduktan sonra, onların yardımını kabul eder. Hem şimdi nazar-ı dikkati Risale-i Nur şâkirtlerine celbetmemek münasibdir diye düşünüyorum.


Yükleniyor...