Risale-i Nur Hizmeti ve Talebelerinin Durumu Noktasından Siyasî Geniş Dairelere Bakış
“Aziz Kardeşlerim,
Lehülhamd-ü vel-minnet, dün Nurun manevî bir fütûhatı bütün âzamet ve dehşetiyle istanbul’da görüldü. Küfr-ü mutlakı dünyaya, hususan Âlem-i İslâm’a yerleştirmek isteyen bir cem’iyet ve onun nâşir-i efkârı ve mürevvic-i a’meli bir iki gazete matbaası ve kütübhanesi darmadağın edildi.
{İstanbul’da vuku’ bulan bu nümayış hadisesi 6 Aralık 1946’da oldu. A.B.}
“Dinsiz yaptık, Komünist yaptık.” zannedilen gençlik ve mekteplilerin ağzıyla: “Kahrolsun Komünistlik!..‘’ diye beddualar edildi. Bu cemiyetin binlerle lira maddî, milyonlar lira da manevi zararı oldu.. ve üzülen bizlere, kalbimiz ve ruhumuzla çok alâkadar bir şahs-ı manevi:
“Ey Nurcular! şimdi maddi imkân hasıl olmuyor diye üzülmeyiniz, Nurun fütûhatı geniş bir sahada devam ediyor, Küllî bir muvaffakiyet hasıl oluyor...” vesaire vesaireyi bağırdı. Haza min fadli Rabbi!
{Yeni Yazı Emirdağ-1, s: 106.}
“... Saniyen: İstanbul’da Re’fet Beyin ve Mustafa oruç’un yazdıklarına göre; çok zaman İslâm ordusunu idare eden ve sonra Dar-ül Fünuna inkılab eden Harbiye Nezareti ve bab-ı ser-âskeri o muazzam binanın alnında Hatt-ı Kur’ânî
{İstanbul İniversitesi binasının alnındaki yazıların açılma hadisesi 1945’de oldu. A.B.}
O manidar Kur’ân ayeti yazılmışken, sonra da mermer taşlarla üzeri kapatılıp, o nurları gizlemişlerdi. şimdi yeniden hatt-ı Kur’âniye’ye bir nümune-i müsaade ve Risale-i Nurun takib ettiği maksadına bir vesile ve o İniversite ileride bir Nur medresesi olmasına bir işaret olduğu gibi; Denizli nurcularından Ahmetlerin; meşhur âlim ve akılca On dokuzuncu asrın en büyüğü ve içtimâî feylosofların en ilerisi olan Bismark’ın eserinden aldıkları bir fıkrada o yüksek Bismark eserinde diyor ki:
“Kur’ân’ı her cihetle tetkik ettim. Her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek hiç bir eser yoktur ve gelemez.. Ve Peygambere (A.S.M.) hitaben der: “Ya Muhammed sana muasır olamadığımdan çok müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, ba’dema göremiyecektir. Binaenaleyh senin huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim...
Bismark”
{Yeni yazı Emirdağ-1, s: 262.}
“Aziz Kardeşlerim,
Lehülhamd-ü vel-minnet, dün Nurun manevî bir fütûhatı bütün âzamet ve dehşetiyle istanbul’da görüldü. Küfr-ü mutlakı dünyaya, hususan Âlem-i İslâm’a yerleştirmek isteyen bir cem’iyet ve onun nâşir-i efkârı ve mürevvic-i a’meli bir iki gazete matbaası ve kütübhanesi darmadağın edildi.
{İstanbul’da vuku’ bulan bu nümayış hadisesi 6 Aralık 1946’da oldu. A.B.}
“Dinsiz yaptık, Komünist yaptık.” zannedilen gençlik ve mekteplilerin ağzıyla: “Kahrolsun Komünistlik!..‘’ diye beddualar edildi. Bu cemiyetin binlerle lira maddî, milyonlar lira da manevi zararı oldu.. ve üzülen bizlere, kalbimiz ve ruhumuzla çok alâkadar bir şahs-ı manevi:
“Ey Nurcular! şimdi maddi imkân hasıl olmuyor diye üzülmeyiniz, Nurun fütûhatı geniş bir sahada devam ediyor, Küllî bir muvaffakiyet hasıl oluyor...” vesaire vesaireyi bağırdı. Haza min fadli Rabbi!
{Yeni Yazı Emirdağ-1, s: 106.}
“... Saniyen: İstanbul’da Re’fet Beyin ve Mustafa oruç’un yazdıklarına göre; çok zaman İslâm ordusunu idare eden ve sonra Dar-ül Fünuna inkılab eden Harbiye Nezareti ve bab-ı ser-âskeri o muazzam binanın alnında Hatt-ı Kur’ânî
{İstanbul İniversitesi binasının alnındaki yazıların açılma hadisesi 1945’de oldu. A.B.}
O manidar Kur’ân ayeti yazılmışken, sonra da mermer taşlarla üzeri kapatılıp, o nurları gizlemişlerdi. şimdi yeniden hatt-ı Kur’âniye’ye bir nümune-i müsaade ve Risale-i Nurun takib ettiği maksadına bir vesile ve o İniversite ileride bir Nur medresesi olmasına bir işaret olduğu gibi; Denizli nurcularından Ahmetlerin; meşhur âlim ve akılca On dokuzuncu asrın en büyüğü ve içtimâî feylosofların en ilerisi olan Bismark’ın eserinden aldıkları bir fıkrada o yüksek Bismark eserinde diyor ki:
“Kur’ân’ı her cihetle tetkik ettim. Her kelimesinde büyük bir hikmet gördüm. Bunun misli ve beşeriyeti idare edecek hiç bir eser yoktur ve gelemez.. Ve Peygambere (A.S.M.) hitaben der: “Ya Muhammed sana muasır olamadığımdan çok müteessirim. Beşeriyet senin gibi mümtaz bir kudreti bir defa görmüş, ba’dema göremiyecektir. Binaenaleyh senin huzurunda kemal-i hürmetle eğilirim...
Bismark”
{Yeni yazı Emirdağ-1, s: 262.}
Yükleniyor...