İçtimaî ve Siyasî Ahval
Risale-i Nur Hizmeti Hesabına Müsbet şekilde Gelişen
Hadisât ve Âhval-i Alâme Ait Üstâd’ın Bazı Umûmî
Değerlendirmeleri
Bir Mukaddeme
Üstâd Bediüzzaman Hazretleri siyasetin, hususiyle tarafgirlik ve geniş âfakî dairelerle meşgul olmak gibi olan bir siyasetin envaının her türlüsünden çekinmeyi ve çekindirmeyi esas meslek olarak kabul edip şiar almış ve buna göre havatında gösterdiği tavır ve hareketi ve buna dair talebelerini ikaz ve nasihatları hem Barla hayatında, hem Kastamonu hayatında ve nihayet bu ilk Emirdağ’ı hayatında hiç değişmeden devam etmesi en kuvvetli bir hakikattır. Lâkin bu köklü ve esaslı ve asla değişmiyen esasî mesleğinin râsih olan tavır ve hareketleri yanında, kendisinin ve mesleğinin ve buna bağlı talebe ve dostlarının fikren ve amelen hiç bir medhali ve hiç bir iştigali olmaksızın ve herhangi basit bir siyaset ölçüsüyle olmadan âlemde zuhûr eden bazı müsbet hadiseleri ve Âlem-i İslâm’ın menfaâti lehine gelişen bazı inkişafları da; -fakat öyle bir hüsn-ü eda içinde ve son derece sekinet ve ilmilik dahilinde olarak- iman ve Kur’ân hizmeti noktasından değerlendirmelere tabi tutarak talebelerine beyan etmesini de ihmal etmiş değildir. Aynı bu mevzuda Kastamonu hayatında da bazı örnekler arz etmeye çalışmıştık.
Meselenin keyfiyeti hakikat olarak böyle iken; Bediüzzaman Hazretleri hayatında en büyük ve en esaslı düstur ve Kur’ân’ın öz menbaından alınan bu en küllî ve değişmez ve değişmemiş olan kaide üzerinde; kendini siyasî tarafgirliklere kaptırmış bazı çevreler, Üstâd’ın vefatından bir kaç sene sonra, felsefî bazı görüş ve değerlendirmelerde bulunmuş ve feylesofane basit bazı kaidelere tatbik etmeye çalışmışlardır. Güyaki, Hazret-i Bediüzzaman da, tek partili sistem döneminde mecburiyet tahtında susmuş, siyasete karışmamış da, fakat sonra çok partili döneme geçişte meydana çıkıvermiş ve siyasete karışmıştır.(!)?..
Feyasubhanellah! Tarih, mantık, hakikat, vaki’ ve hal noktalarında tamamen esassız, belki iftira olan bu basit ve felsefi değerlendirmelerin
Risale-i Nur Hizmeti Hesabına Müsbet şekilde Gelişen
Hadisât ve Âhval-i Alâme Ait Üstâd’ın Bazı Umûmî
Değerlendirmeleri
Bir Mukaddeme
Üstâd Bediüzzaman Hazretleri siyasetin, hususiyle tarafgirlik ve geniş âfakî dairelerle meşgul olmak gibi olan bir siyasetin envaının her türlüsünden çekinmeyi ve çekindirmeyi esas meslek olarak kabul edip şiar almış ve buna göre havatında gösterdiği tavır ve hareketi ve buna dair talebelerini ikaz ve nasihatları hem Barla hayatında, hem Kastamonu hayatında ve nihayet bu ilk Emirdağ’ı hayatında hiç değişmeden devam etmesi en kuvvetli bir hakikattır. Lâkin bu köklü ve esaslı ve asla değişmiyen esasî mesleğinin râsih olan tavır ve hareketleri yanında, kendisinin ve mesleğinin ve buna bağlı talebe ve dostlarının fikren ve amelen hiç bir medhali ve hiç bir iştigali olmaksızın ve herhangi basit bir siyaset ölçüsüyle olmadan âlemde zuhûr eden bazı müsbet hadiseleri ve Âlem-i İslâm’ın menfaâti lehine gelişen bazı inkişafları da; -fakat öyle bir hüsn-ü eda içinde ve son derece sekinet ve ilmilik dahilinde olarak- iman ve Kur’ân hizmeti noktasından değerlendirmelere tabi tutarak talebelerine beyan etmesini de ihmal etmiş değildir. Aynı bu mevzuda Kastamonu hayatında da bazı örnekler arz etmeye çalışmıştık.
Meselenin keyfiyeti hakikat olarak böyle iken; Bediüzzaman Hazretleri hayatında en büyük ve en esaslı düstur ve Kur’ân’ın öz menbaından alınan bu en küllî ve değişmez ve değişmemiş olan kaide üzerinde; kendini siyasî tarafgirliklere kaptırmış bazı çevreler, Üstâd’ın vefatından bir kaç sene sonra, felsefî bazı görüş ve değerlendirmelerde bulunmuş ve feylesofane basit bazı kaidelere tatbik etmeye çalışmışlardır. Güyaki, Hazret-i Bediüzzaman da, tek partili sistem döneminde mecburiyet tahtında susmuş, siyasete karışmamış da, fakat sonra çok partili döneme geçişte meydana çıkıvermiş ve siyasete karışmıştır.(!)?..
Feyasubhanellah! Tarih, mantık, hakikat, vaki’ ve hal noktalarında tamamen esassız, belki iftira olan bu basit ve felsefi değerlendirmelerin
Yükleniyor...