talebelerine şu kesin ve hakikatlı malûmatı vermektedir:

“Aziz Sıddık kardeşlerim, bize karşı bu geniş ve ehemmiyetli hücum ve tecavüzun hakiki sebebi Beşinci şu’a olmadığını, belki Hizb-ün Nurî ve Miftahül-ıman ve Hüccetûllahil-baliğa olduğunu bu fecirde bir ihtar-ı manevî ile hissettim. Dikkatle Hizb-ün Nuriyi kısmen okudum. Miftahı da düşündüm. Zındıklar küfr-ü mutlak mesleğini bu iki keskin elmas kılınçların darbelerine karşı muhafaza edemediklerinden, bir parça az siyasetle münasebeti bulunan Beşinci şua’ı zahir bir sebep gösterdiler. Hükûmeti iğfal edip aleyhimize sevkettiler.

Aynen bu ihtar ile beraber hatıra geldi ki; Bir kısım zaif kardeşlerimiz muvakkaten vazgeçseler, belki kendilerini bu belâdan kurtarabilirler diye izin vermek istedim. Birden ihtar edildi ki: Bu derece alâkası devam eden ve iki defa bu imtihana giren ve mukabilinde bu kadar zahmet çektikten sonra, faydasız zararlı kalben vazgeçmek değil, belki yalnız onları aldatmak için sırf zâhiri bir içtinab gösterebilir. Yoksa hem kendine, hem bizlere, hem kudsî mesleğimize zararı dokunur, cezası olarak aksi maksadı ile tokad yer.

Said-i Nursi”

{Denizli Kastamonu Lahikaları aslı, s: 79.}



Hazret-i Üstâd aynen bu mevzu gibi,1952’de verildiği İstanbul Gençlik Rehberi mahkemesinden sonra da buyurmuşlardır ki; “Gizli dinsizlerin asıl hedefleri Gençlik Rehberi’ndeki tesettür meselesi değil, belki ondaki onların bellerini kıran “Hüve Nüktesi” ve Nur Âleminin Bir Anahtarı Risalesindeki tahkikî iman dersleri olduğu halde; “Rehberi bahane ettiler” mealinde bir beyanı olduğu malumdur.

İşte aynı hakikat ve mahz-ı hak olan Hazreti Üstâd’ın bu beyanları gösterir ki; Türkiye’de dinsizlik ve bolşeviklik yerleştirmek için, kanunlar perdesi arkasına

saklanıp, kendilerine siper ederek; Hazret-i Üstâd’a isnad ettikleri maddeler vev’inden bir kaç sahte maske bulmuşlar ve bunlara dinî inkişafı hükümetlere ve kanunlar eliyle baltalamak işini maalesef bir derece becermişlerdir.

Lâkin hakiki çehreleri ve oynadıkları rollerin arkasındaki maskeli sahte yüzleri iman dahisi olan Hazret-i Bediüzzaman gibi bir ehl-i feraset ve hakikatın hurdebin ferasetiyle keşfedilmiş ve Risale-i Nur’un iman hizmetiyle maskeleri düşürülmüş ve şeytanî plânları tar u mar edilmiştir Elhamdülillah...

Yükleniyor...