diyaneti ile ışıklandıran ve bütün dünyanın tehacümatına karşı salâbet-i diniyesini kahramane muhafaza eden ve bu vatandaki milletin bir ihtiyac-ı fitrîsi hükmüne geçen Divanet, salâhat ve bilhassa iman hakikatlarının öğrenmesi yerini, hiç bir terakkiyat, hiç bir medeniyet tutamaz ve o ihtiyacı onlara unutturmaz.

Elbette bu vatandaki millete hükmeden bir hükûmet, Risale-i Nur’a âdalet ve kanun ve asayış cihetinde ilişmez ve iliştirmemeli.

İkincisi: Madem bir şeyi reddetmek başkadır.. Ve o şeyi kalben kabu1 etmemek daha başkadır.. Ve onun ile amel etmemek bütün bütün başkadır.. Ve her hükûmette şiddetli muhalifler bulunur ve Mecusî hâkimiyeti altında Müslümanlar ve hükûmet-i İslâmiye-i Ömeriye’de Yahudîler ve hıristiyanlar bulunmuş.. Ve asayişe ve idareye ilişmiyenin hürriyet-i şahsiyesi her hükûmette vardır, ilişilmez... Ve hükûmet ele bakar, kalbe bakmaz... Ve madem asayişe ve idareye ve siyasete ilişmek isteyen, herhalde hiç şüphesiz gazeteIer ile ve dünya hadisatıyla alâkadar olacak, ta kendine yardım eden cereyanları, vaziyetleri, hadisatı bilsin, ta yanlış ayağını atmasın...

Risale-i Nur ise: şâkirtlerini o derece menetmiş ki, bütün yakın dostlarım bilirler ki; yirmi senedir, değil gazeteleri okumak, belki sormasını ve merak etmesini ve düşünmesini bana terkettirmiş... Ve iki sene, iki aydır kat’iyyen dünya cereyanlarından ve vaziyetlerinden hiç bir haber almamak derecede beni hayat-i çtimaiyeden kesmiş. Elbette ve elbette, hikmet-i hükûmet ve kanun-u siyeset ve düstur-u adalet bana ve benim gibi kardeşlerime ilişmez. Bize ilişen, herhalde ya evhamından veya garazından veya inadından ilişir.

Üçüncüsü: Isparta müdde-i umumisi yanlış bir mana ile; Beşinci şua’a dair suallerinde kanun hesabına değil, belki ölmüş bir şahsın dostluğu taassubu hesabına ma’nasız ve lüzumsuz itirazları sebebiyle bu gelecek uzunca tafsilatı vermeye mecbur oldum:

Evvela, bu Beşinci şua’ı biz gayet mahrem tutuyoruz, neşretmiyoruz. Hem bütün taharrilerde bende bulunmadı. Hem sekiz senede bir iki defa, bir iki saat elime geçti. Hem maksadı, yalnız avamın imanlarını şüphelerden ve müteşabih hadisleri inkârdan kurtarmaktır. Dünya cihetine üçüncü, dördüncü derecede dolayısıyla bakar. Hem verdiği gaybî haberler doğrudur. Hem ehl-i siyaset ve dünya ile mübareze etmiyor. Yalnız ihbar eder. Hem şahısları tayin etmiyor, küllî bir surette bir hakikat-ı hadisiyeyi beyan eder. Fakat gizli ellerde gezdiği için, bir iki haşiye bilmediğimiz bazı zatlar tarafından ilave edilerek o küllî hakikatı bu asırdaki dehşetli bir şahsa tam tatbik etmişler. Onun için bu senelerde yeni te’lif


Yükleniyor...