Üçüncü Kısım: Bazı fıkhî meseleler:
1- Sabah namazının sünnetinin Kur’ânda işareti olduğu hakkında:
“Aziz Sıddık kardeşim Re’fet Bey!”
Senin âlimane suallerin Risale-i Nur’un Mektubat kısmında çok ehemmiyetli hakikatların anahtarları olmasından, senin suallerine karşı lâkıyd kalamıyorum. Bunun kısaca cevabı şudur:
Madem Kur’ân bir hutbe-i ezeliyedir, nev-i beşerin umum tabakatıyla ve ehl-i ibadetin bütün tâifeleriyle konuşur. Elbette onlara göre müdeaddit manaları ve küllî manasının çok mertebeleri bulunacak. Bazı müfessirler yalnız en umumî veya en sarih.. veya vâcib.. veya bir sünnet-i müekkedeyi ifade eden manayı tercih eder. Meselâ bu ayette ’den ehemmiyetli bir sünnet olan iki rek’ât teheccüd namazını ve den sünnet-i müekkede olan sabah, fecir sünnetini zikretmiş. Yoksa, evvelki mananın daha çok efradı var. Kardeşim seninle konuşmak kesilmemiş...
Said-i Nursi”
{ Denizli Kastamonu asıl mektupları, s: 58.}
2- Tesbihatın ızharının makbuliyeti hakkında:
“Aziz Kardeşlerim! bu gece evrad ile meşgul olurken, nöbetçiler ve başkalar işitiyordular. Kalbime geldi, acaba bu izhar, sevabını noksan etmiyor mu? diye merak ettim. Birden Hüccet-ül İslam İmam-ı Gazali’nin meşhur bir sözü hatıra geldi. O demiş: “Bazen izhar, çok defa ihfadan daha ziyade efdal olur” yani âşikâre yapmakta, başkalar ya istifade veya taklid etmek.. veya gafletten uyanmak.. veya dalâlette ve sefahatte muannid ise; karşısında şeâir-i İslâmiye nev’inde izhar etmek, ızzet-i diniyyeyi göstermek gibi, çok cihetle, hususan bu zamanda ve ihlâs dersini tam alanlarda, değil riya belki gizliden- tasannu’ karışmamak şartıyla -çok ziyade sevablı olabilir diye bir teselli buldum...
Said-i Nursi”
{Aynı eser, s: 14. }
3- Arefe Gününde bin ihlâs hakkında:
“Aziz Mübarek Kardeşlerim!
Pek çok selâm... Bizim memlekette eskide ârefe gününde bin ihlâs-ı şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beş yüz ve Arefede dahi beşyüz okuyabildim. Kendine güvenen birden okuyabilir...
S.N.”
{Denizli Kastamonu Lahikaları, s: 8.}
1- Sabah namazının sünnetinin Kur’ânda işareti olduğu hakkında:
“Aziz Sıddık kardeşim Re’fet Bey!”
Senin âlimane suallerin Risale-i Nur’un Mektubat kısmında çok ehemmiyetli hakikatların anahtarları olmasından, senin suallerine karşı lâkıyd kalamıyorum. Bunun kısaca cevabı şudur:
Madem Kur’ân bir hutbe-i ezeliyedir, nev-i beşerin umum tabakatıyla ve ehl-i ibadetin bütün tâifeleriyle konuşur. Elbette onlara göre müdeaddit manaları ve küllî manasının çok mertebeleri bulunacak. Bazı müfessirler yalnız en umumî veya en sarih.. veya vâcib.. veya bir sünnet-i müekkedeyi ifade eden manayı tercih eder. Meselâ bu ayette ’den ehemmiyetli bir sünnet olan iki rek’ât teheccüd namazını ve den sünnet-i müekkede olan sabah, fecir sünnetini zikretmiş. Yoksa, evvelki mananın daha çok efradı var. Kardeşim seninle konuşmak kesilmemiş...
Said-i Nursi”
{ Denizli Kastamonu asıl mektupları, s: 58.}
2- Tesbihatın ızharının makbuliyeti hakkında:
“Aziz Kardeşlerim! bu gece evrad ile meşgul olurken, nöbetçiler ve başkalar işitiyordular. Kalbime geldi, acaba bu izhar, sevabını noksan etmiyor mu? diye merak ettim. Birden Hüccet-ül İslam İmam-ı Gazali’nin meşhur bir sözü hatıra geldi. O demiş: “Bazen izhar, çok defa ihfadan daha ziyade efdal olur” yani âşikâre yapmakta, başkalar ya istifade veya taklid etmek.. veya gafletten uyanmak.. veya dalâlette ve sefahatte muannid ise; karşısında şeâir-i İslâmiye nev’inde izhar etmek, ızzet-i diniyyeyi göstermek gibi, çok cihetle, hususan bu zamanda ve ihlâs dersini tam alanlarda, değil riya belki gizliden- tasannu’ karışmamak şartıyla -çok ziyade sevablı olabilir diye bir teselli buldum...
Said-i Nursi”
{Aynı eser, s: 14. }
3- Arefe Gününde bin ihlâs hakkında:
“Aziz Mübarek Kardeşlerim!
Pek çok selâm... Bizim memlekette eskide ârefe gününde bin ihlâs-ı şerif okurduk. Ben şimdi bir gün evvel beş yüz ve Arefede dahi beşyüz okuyabildim. Kendine güvenen birden okuyabilir...
S.N.”
{Denizli Kastamonu Lahikaları, s: 8.}
Yükleniyor...