Selâmetle Kurtuluş İşaretleri

Üstâd tarafından hapisteki talebelerine ara sıra teselli, müjde babından yapılan işaret ve îmalar iki çeşittir. Maddi ve manevi...

Evvela manevi işaretlerden bir iki nümune arzedelim: (Hapis faslının başında da kaydettiğimiz ayetin cifrî ve ebcedî hesapla verdiği teminat bu nevidendir.)

“Bu hadise te’siriyle ben kendimi ma’sum kardeşlerime rızay-i kalble feda etmeye azm ve cezm ettiğim ve çaresini aradığım vakitte, Celcelutiyeyi okudum. Birden hatıra geldi ki; İmam-ı Ali Radiyallahü anhü” Ya Rabbi, Eman ver; diye dua etmiş. ınşaallah bu duanın sırrıyla selâmete çıkarsınız.

Evet, İmam-ı Ali (R.A.) Celcelutiye’de iki suretle Risale-i Nur’dan haber verdiği gibi, Ayet-el Kübra risalesine işareten der. Bu işaret de îma eder ki; Ayet-el Kübra yüzünden ehemmiyetli bir musibet Risale-i Nur talebelerine gelecek ve “Ayet-el Kübra hakkı için o fecetten, musibetten şâkirtlerine eman ver!“ diye niyaz eder. O risaleyi ve menbaını şefaatçı yapar.. Ve Ayet-el Kübra Risalesinin tab’ı bahanesiyle gelen musibet, aynen o remz-i gaybîyi tasdik etti. Hem o kaside, Risale-i Nur’un mühim eczalarına tertibiyle işaretlerin hatimesinde, mukabil sahifede der:

yani: “İşte Risale-i Nur’un sözleri, harfleri ki, onlara işaretler eyledik. Sen onların hassalarını topla ve manalarını tahkik eyle. Bütün hayır ve saadet onlar ile tamam olur.” der.

“Harflerin manalarını tahkik eyle” karinesiyle manayı ifade etmiyen hecaî harfler murad olmadığını, belki kelimeler manasındaki sözler nâmıyla risaleler muraddır.

Said-i Nursi

{El yazma Denizli Mektupları, s: 6.}



“Aziz Kardeşlerim, iki gün evvel sorgu hâkimi beni çağırdığı vakit, ben kardeşlerimi nasıl müdafaa edeyim diye düşünürken; İmam-ı Gazali’nin “Hizb-ül masûn”unu açtım. Birden bu ayetler nazarıma göründü:

Yükleniyor...