Hakim: “Ne demek istiyorsunuz!” diye hiddet ettiği zaman, şu cevabı vermiş: “Çünkü sizin yıkanıp da gelmeniz lâzım. Temiz değil, cünübsünüz”
Hâkim şaşırıp kaldı. Sonra mahkemeye ara verildi.”
{Son şahitler-2, s: 47.}
Bu rivayet, bir muhterem insandan (Doktor Alaaddin Yılmaztürk’ten) gemesi hasebiyle elbetteki doğrudur. O hâkim herhalde sorgu hakimlerinden birisidir. Çünkü Ağır Cezaya bütün talebeleriyle birlikte gittikleri için, bu hadise orada vuku’ bulmuş olsaydı, herkes tarafından birden duyulur ve rivayet edilirdi.
Yedinci şahidimiz: Merhum Tahirî Mutlu Ağabeydir. Atabeyli Tahirî Mutlu ağabey, merhum şehid Hafız Ali’nin arkadaşı ve mübarek cübbenin vârisi olan bu çok büyük ruhlu insan Denizli hapis hadisesi ile ilgili hatıralarını zaman zaman bize şöyle anlatırdı:
“Ayet-el Kübra’nın tab’ masrafını, bizim orada çobanlık yapan bir arkadaş, uzun zaman biriktirmiş olduğu parasından vermişti. Denizli hadisesinden iki üç ay önce, İstanbul’a gidip, matbaa sahibi Aziz Bozkurt’a Ayet-el Kübra ile beraber ücretini teslim ettim. O, tab’ını bitirip adresime gönderecekti. Henüz İstanbul’dan, bize tab’ edilen Ayet-el Kübralar ulaşmadan, bizi Denizli hapis hadisesinde toplayıp hapse tıktılar. Biz hapiste iken,
Hâkim şaşırıp kaldı. Sonra mahkemeye ara verildi.”
{Son şahitler-2, s: 47.}
Bu rivayet, bir muhterem insandan (Doktor Alaaddin Yılmaztürk’ten) gemesi hasebiyle elbetteki doğrudur. O hâkim herhalde sorgu hakimlerinden birisidir. Çünkü Ağır Cezaya bütün talebeleriyle birlikte gittikleri için, bu hadise orada vuku’ bulmuş olsaydı, herkes tarafından birden duyulur ve rivayet edilirdi.
Yedinci şahidimiz: Merhum Tahirî Mutlu Ağabeydir. Atabeyli Tahirî Mutlu ağabey, merhum şehid Hafız Ali’nin arkadaşı ve mübarek cübbenin vârisi olan bu çok büyük ruhlu insan Denizli hapis hadisesi ile ilgili hatıralarını zaman zaman bize şöyle anlatırdı:
“Ayet-el Kübra’nın tab’ masrafını, bizim orada çobanlık yapan bir arkadaş, uzun zaman biriktirmiş olduğu parasından vermişti. Denizli hadisesinden iki üç ay önce, İstanbul’a gidip, matbaa sahibi Aziz Bozkurt’a Ayet-el Kübra ile beraber ücretini teslim ettim. O, tab’ını bitirip adresime gönderecekti. Henüz İstanbul’dan, bize tab’ edilen Ayet-el Kübralar ulaşmadan, bizi Denizli hapis hadisesinde toplayıp hapse tıktılar. Biz hapiste iken,
Yükleniyor...