bulunduğum, her tarafta tazyik, bazen taharrî ettikleri için paraları yanımda bırakmadım. Burada sergardiyan beni arama yaptı. Yalnız otuz Banknot bulundu. Bütün hayatımda minnet altına girmediğim ve mukabelesiz hediyeleri kabul etmediğim için, o casusa ve sergardiyan malumatıyla o yüz elli banknotu teslim ettim. Tâki aşağıya gelen bir sadık dostuma versin, muhafaza eylesin. O câsus gitti. Sonra geldi, dedi: “Verdim...” Beni kimse ile görüştürmediklerinden bir şâhit bulamadım. onu darıltmamak için bir senet almadım. O hâini sadık zannettim. Halbuki vermemiş...

İşte benim gibi bir adama böyle vaziyette her vesileyle ihanete maruz ve haysiyetimi kırmak ve tese’ül ile rezil etmek için, kanunsuz keyfî tazyiklere hedef olduğum bir zamanda, bu muamele gerçi şahsî ve cüz’îdir; Fakat benim gibi bir adamda böyle bir vaziyette binler lira hükmünde bir zarardır. Demek kardeşlerimden maddeten de en çok zarar görenden, ben daha ziyade yalnız bu paradan zararım var.

Sizi kasemle temin ederim ki; benim bundan teessürüm, yalnız bununla muhabere cihetinde alâkadar bir iki kardeşimin teessürlerindendir. Yoksa beş para kadar ehemmiyet vermem. Bu maddi zararın binler derece fevkinde Risale-i Nur haysiyetinde gelen manevi zararlara maruz kaldığımız halde, kemal-i sabr ile ve neticesi itibariyle kemal-i şükr ile ve Âlem-i İslâma imanî hizmet cihetiyle kemal-i iftiharla karşıladığımızdan bu hadisenin hiç bir ehemmiyeti kalmaz.

Said-i Nursi”

{El yazma Kastamonu Aslı, Kağıt cild, s: 54.}



Daha sonraları Hazret-i Üstâd bu meseleyi Denizli hapishane idaresine ve adliye memurlarına halini şikâyet kabilinden şöyle ifade etmiştir:

“... Hem Isparta müdde-i umumisinin ve hapishane müdürünün tensibiyle bir adamı hizmet için verdiler. Müdde-i umuminin malumatıyla ve hapishane idaresinin marifetiyle satılan yatak ve eşyalarımın bedeli yüzelli banknotu o adama verdim.Ta bir dostuma muhafaza için versin. halbuki beni tese’üle mecbur etmek ile, ihanet etmek niyetiyle vermediğini beş ay sonra öğrendik.“

{Denizli Dosyası-2, s: 75.}



Daha sonraları Üstâd Hazretleri hapisteki talebelerine şu mahrem mektubu yazmıştır:

Yükleniyor...