Hem söylemiş ki: Dahiliye vekili yirmi senelik bir adeta muhalif olarak;” Dinsiz bir millet yaşayamaz “diye din lehinde beyanatta bulunduğunu.. Ve maarif nazırı da âdab-ı İslâmiye lehinde eski prensiblerine muhalif olarak beyanatta bulunduğanu “ Ehemmiyetli bir değişikliği ihsas ettiğinden; kulağımı kapadığım sekiz aydan sonra, bu rü’ya hatırı için bu haberleri aldım. Bunun sebebini cidden arzu ettim. Bir ihtar edildi ki:
Ehl-i dalâlet, memur-u siyasiyeyi aldatıp Risale-i Nur aleyhinde genişçe, buradan oraya kadar bir daire içinde taarruz edip, derece-i kuvveti anlamak istediler. Gördüler ki: Sökülmiyecek, mağlub edilmiyecek bir kuvvette gördüklerinden; ehemmiyetli büyük makamat-ı resmiyede mahiyetini medar-ı bahs ve dikkat ettiklerinden, bilmecburiye bir nevi musalâhaya yol hazırlamak ve şimdiye kadar hakikat ve hikmete muhalif olarak, iyilikleri ölen reise ve fenalıkları millete, orduya vermek yerinde, o hatay-ı azime bedel, bütün fenalıkları ölene verip, kendilerini bir derece o dehşetli hatiattan kurtarmak çaresini aramaya bir zemin teşkil etmeye çalışılmış ki; hem rü’ya hem bu haberler haber veriyor!..”
{Osmanlıca Kastamonu-2, s: 262.}
2- Nur talebelerinin arasına ihtilâf sokarak hizmette şevk ve gayretlerini kırmak ve birlik ve beraberliklerini zedelemek için uygulanan sinsi planlara karşı, Üstâd’ın büyük tahşidatla ikazlarından bir iki örnek verelim: Hazret-i Üstâd’ın o çok ehemmiyetli ve müessir ikaz ve irşadlarını kayıddan önce, Isparta’da o münafıkane planın bir derece hüküm icra etmesinden söz etmek istiyoruz. şöyle ki:
Isparta’da Nur hizmetinin yazı ve neşir işinde faal ve azimkâr rükünlerin arasına ihtilaf sokmak için, Ispartan’ın beraet hadisesinden sonra, daha çok neşeIenen şevk ve gayrete gelen Nur talabeleri yazı faaliyetlerini kızıştırdıkları, bir nevi memduh müsabaka halini aldığı bir hengâmda, bir birleriyle yek-aheng içinde olupta daha çok hizmetlerin yapılabileceğini düşünen münafıklar, meşreb ihtilafını ve meşru’ makamcılık damarını tahrik etmek için fırsat kolladılar.. ve maalesef sonunda bir menfez, bir medhal bulabildiler... ıstişareyi ve karşılıklı fikir alış verişiyle daha iyi neticelere varma düşüncelerini pek dinlemeyen birisini keşfettiler. Bu fırsattan istifade ile hemen ortaya dedikodu üretip serptiler. Hadise büyüdü ve kızıştı. Hatta bir ara rekabetkârane bir durum alarak daha da büyümeye doğru gidiyordu.
Hazret-i Üstâd bu plânlı oyunu ve zararlı durumu hiç bir haberi olmadığı halde, ferasetiyle sezmişti. Sık sık ve en te’sirli bir şekilde ikazlar
Ehl-i dalâlet, memur-u siyasiyeyi aldatıp Risale-i Nur aleyhinde genişçe, buradan oraya kadar bir daire içinde taarruz edip, derece-i kuvveti anlamak istediler. Gördüler ki: Sökülmiyecek, mağlub edilmiyecek bir kuvvette gördüklerinden; ehemmiyetli büyük makamat-ı resmiyede mahiyetini medar-ı bahs ve dikkat ettiklerinden, bilmecburiye bir nevi musalâhaya yol hazırlamak ve şimdiye kadar hakikat ve hikmete muhalif olarak, iyilikleri ölen reise ve fenalıkları millete, orduya vermek yerinde, o hatay-ı azime bedel, bütün fenalıkları ölene verip, kendilerini bir derece o dehşetli hatiattan kurtarmak çaresini aramaya bir zemin teşkil etmeye çalışılmış ki; hem rü’ya hem bu haberler haber veriyor!..”
{Osmanlıca Kastamonu-2, s: 262.}
2- Nur talebelerinin arasına ihtilâf sokarak hizmette şevk ve gayretlerini kırmak ve birlik ve beraberliklerini zedelemek için uygulanan sinsi planlara karşı, Üstâd’ın büyük tahşidatla ikazlarından bir iki örnek verelim: Hazret-i Üstâd’ın o çok ehemmiyetli ve müessir ikaz ve irşadlarını kayıddan önce, Isparta’da o münafıkane planın bir derece hüküm icra etmesinden söz etmek istiyoruz. şöyle ki:
Isparta’da Nur hizmetinin yazı ve neşir işinde faal ve azimkâr rükünlerin arasına ihtilaf sokmak için, Ispartan’ın beraet hadisesinden sonra, daha çok neşeIenen şevk ve gayrete gelen Nur talabeleri yazı faaliyetlerini kızıştırdıkları, bir nevi memduh müsabaka halini aldığı bir hengâmda, bir birleriyle yek-aheng içinde olupta daha çok hizmetlerin yapılabileceğini düşünen münafıklar, meşreb ihtilafını ve meşru’ makamcılık damarını tahrik etmek için fırsat kolladılar.. ve maalesef sonunda bir menfez, bir medhal bulabildiler... ıstişareyi ve karşılıklı fikir alış verişiyle daha iyi neticelere varma düşüncelerini pek dinlemeyen birisini keşfettiler. Bu fırsattan istifade ile hemen ortaya dedikodu üretip serptiler. Hadise büyüdü ve kızıştı. Hatta bir ara rekabetkârane bir durum alarak daha da büyümeye doğru gidiyordu.
Hazret-i Üstâd bu plânlı oyunu ve zararlı durumu hiç bir haberi olmadığı halde, ferasetiyle sezmişti. Sık sık ve en te’sirli bir şekilde ikazlar
Yükleniyor...